| Mesaj bırakmamış. Onları uyarmaya çalışmamış. | Open Subtitles | لم يترك رسالة لم يحاول تحذيرهم |
| Bu bir tehdit. Onları uyarmamız gerek. | Open Subtitles | اذا كان يشكل تهديداً، من الأفضل تحذيرهم |
| Onları uyarmalıyız! Savaş sona ermedi! Koşun! | Open Subtitles | تحرّكوا، هيّا، علينا تحذيرهم لمْ تنتهِ الحرب |
| Onları uyarabiliriz. Tekneye gitmelerine engel olabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تحذيرهم حينها ونمنعهم من التحليق إلى السفينة |
| FBI ve lnterpol alarma geçti, ama onlara herşeyi anlatamayız. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية و الإنتربول تم تحذيرهم و لكننا لا نستطيع أن نقول لهم كل شئ |
| Tamam güzel. Uyarıyı aldığımızı ve tuşlamayı iptal ettiğimizi söyleyen bir mesaj yollayalım. | Open Subtitles | إبعثوا برسالة تفيد بأننا تلقينا تحذيرهم وأوقفنا تشغيل البوّابة |
| Sence en azından onları uyarmalı değil miyiz? Böylece hazırlıklı olabilirler. | Open Subtitles | ألا تعتقدين أنّه علينا تحذيرهم على الأقلّ كي يكونوا مستعدّين |
| Uyarılmak mı? | Open Subtitles | تحذيرهم ؟ |
| Yoksa onları uyarmaktan başka şansım yok! | Open Subtitles | لن يكون لدي خياراً آخر سوى تحذيرهم |
| O ilacı yapanlar ve eğitmenler uyarıldılar. | Open Subtitles | : مصنِّعي العقاقير و المربِّين تمَّ تحذيرهم |
| - Onları uyarabilirim. - Octavia, öldürürler seni. | Open Subtitles | بوسعي تحذيرهم - (سيقتلونك يا (أوكتيفيا - |
| Zamanları olur. Onlar uyarıldıktan sonra, o şeyi yayman zor olacak. | Open Subtitles | سيكون عندهم الوقت لو تم تحذيرهم و سيكون عندك مشاكل في توزيع المادة |
| Gemi kıyıya gelmeden karaya inip, Onları uyarmak için uğraşacağım. | Open Subtitles | سأحاول الذهاب للخليج و تحذيرهم قبل أن ترسو السفينة في الشاطئ. |
| Onları uyarmaya çalıştım. Çalıştım. | Open Subtitles | حاولت تحذيرهم حاولت |
| İnanın, uyarmaya çalıştım. | Open Subtitles | و ثقوا بى ... لقد حاولت تحذيرهم |
| Belki de başlarına gelecek şeyler için uyarmaya çalıştık. | Open Subtitles | ربما نحاول تحذيرهم لما سيأتي |
| Bu bir tehdit. Onları uyarmamız gerek. | Open Subtitles | اذا كان يشكل تهديداً، من الأفضل تحذيرهم |
| Onları uyarmamız gerek. | Open Subtitles | يجب علينا تحذيرهم |
| Her hâlükârda başlarının tehlikede olabileceği konusunda uyarmalıyız. | Open Subtitles | على أى حال ، ينبغي علينا تحذيرهم بأنهم قد يكونوا في ورطة ما |
| Pekâlâ, onları bir şekilde uyarmalıyız. | Open Subtitles | حسناً، علينا تحذيرهم بطريقةٍ أو بأخرى |
| Böylece onları uyarabiliriz. | Open Subtitles | الى الجمهورية حتى يمكننا تحذيرهم |
| Onları uyarabiliriz. | Open Subtitles | نحن يمكن تحذيرهم. |
| Müdür Vance, Savunma Bakanlığı, CDC ve yerel sağlık kurumları alarma geçirildi. | Open Subtitles | CDC المدير "فينس" و الأمن الوطني و تم تحذيرهم, اضافه الخدمات الطبيه المحليه. |
| Uyarıyı parazitlik yüzünden direk yayınlayamıyoruz. | Open Subtitles | لم يمكن تحذيرهم مباشرة , بسبب التداخلات |
| Birileri onları uyarmalı. | Open Subtitles | على أحد تحذيرهم. |
| Uyarılmak mı? | Open Subtitles | تحذيرهم ؟ |
| Lenora lütfen, eğer bana inanmazsan onları uyarmaktan başka şansım yok! | Open Subtitles | لينورا) أرجوك إن لم تصدقيني) لن يكون لدي خياراً آخر سوى تحذيرهم |
| Teröristler tarafından uyarıldılar ve hiçbir şey yapmadılar, üstünü örttüler. | Open Subtitles | تم تحذيرهم من قِبل الإرهابيين ، لم يفعلوا أى شيء وقاموا بالتغطية على الأمر |
| Hala onları uyarabilirim. | Open Subtitles | مازال بوسعي تحذيرهم |
| Çocukların hatası olduğunu düşünüyorum, hele ki uyarıldıktan sonra. | Open Subtitles | ... أعتقد بأنّ الأطفال أخطؤوا . وخصوصاً من بعد ما تم تحذيرهم |
| Onları uyarmak bizim görevimiz olacak. | Open Subtitles | سيكون واجبنا هو تحذيرهم |
| Bak, Todd ve Janelle ... ama onları uyarmalıyım. | Open Subtitles | انظر تود و جينيل عصبيان و لكن علي تحذيرهم |