Bunun bir uyarı işareti olduğunu anlamalıydım. | Open Subtitles | كان يجب عليَّ أن أدرك أنَّ تلك كانت علامة تحذيريّة |
Bilim insanları faydaki kaymanın yavaşlamaya başladığını biliyorlar. Bu bir uyarı sinyali. | Open Subtitles | يَعرف العلماء أن انزلاق الصدع بدأ يتباطأ، إشارة تحذيريّة. |
Öfke ve taşikardi uyarı işaretleri. | Open Subtitles | نوبات الغضب وتسارع القلب هي علامات تحذيريّة بجدية؟ |
Aslında daha çok uyarı atışıydı. | Open Subtitles | كانت أشبه بطلقة تحذيريّة من أيّ شيءٍ آخر. |
Onun kahvaltısı uyarı ile gelirdi. | Open Subtitles | وعاء حبوب الإفطار خاصّتها جاء مع علامة تحذيريّة. |
uyarı atışı yapmayacağım. | Open Subtitles | لن أقوم بإطلاق طلقة تحذيريّة |
Bunu bir uyarı olarak düşün. | Open Subtitles | اعتبريها طلقة تحذيريّة |
Cannerts sadece uyarı atışıydı adamım, | Open Subtitles | كلّا، (كانريتس) مُجرّد رصاصة تحذيريّة يا رجل. |
- uyarı atışı, Kate. | Open Subtitles | طلقة تحذيريّة يا (كايت). |
- Bir uyarı ateşi. | Open Subtitles | -خاصّتي . -قذيفة تحذيريّة . |