O saat 9’da okula gitti fakat öğretmeninden bir uyarı almadı. Çünkü öğretmen de programı izledi. | TED | أتى عند الساعة، ولم يستلم تحذيرًا من أستاذه، لأن أستاذه قد قام بمتابعة البرنامج. |
Bu olay diğerlerine ağızlarını sıkı tutmaları için bir uyarı değilse mesajın ne olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | إن لم يكن ذلك تحذيرًا للآخرين بالتزام الصمت فلا أدري ما تكون الرسالة |
Benim bayrak dikim oldu onları Geriatri bir uyarı verir mi? | Open Subtitles | هل أعطيتهم تحذيرًا أني قادم لأعلى الهرم؟ |
Bu bir tehdit değildi, Acosta... Bu bir uyarıydı. | Open Subtitles | لم يكن هذا تهديدًا يا أكوستا، بل كان تحذيرًا. |
Eğer kalırsam kimle savaşacağım hakkında küçük bir uyarıda bulundu. | Open Subtitles | قال إنه ود إعطائي تحذيرًا منصفًا حيال ماهية ما نجاهده إن بقيتُ. |
Portakal çekirdekleri, Amerika'da ortaya çıkmış geleneksel bir ölüm intikamı uyarısıdır. | Open Subtitles | -إطلاقًا بذور البرتقال تعتبر تحذيرًا تقليديًا لموت الانتقام وأصل التقليد في (أمريكا) |
2019'da insanlık bir uyarı aldı: Dünyadaki öncü 30 bilim insanı üç yıllık küresel tarım çalışmasının sonuçlarını açıkladı: Et üretimi gezegeni yok ediyor ve küresel sağlığı tehlikeye sokuyor. | TED | استقبلت البشرية تحذيرًا في عام 2019: صرح بنشر النتائج 30 من العلماء من قادة العالم لدراسة مكثفة لثلاث سنوات عن الزراعة عالميا وأعلنت أن إنتاج اللحوم يدمر كوكبنا ويهدد الصحة العالمية. |
Yapmayı planladığım şeyi ve duyduğum suçluluğu hissettiğiniz için yaptığınız son uyarı mıydı bu? | Open Subtitles | "أكان ذلك تحذيرًا نهائيًّا، لأنّك تبيّنت ما أكيده والذنب الذي أشعره؟" |
Ölümünüz bize karşı ihanete özenenlere bir uyarı niteliğinde olacaktır. | Open Subtitles | سيكون تحذيرًا لكل من يحاولون خيانتا. |
- Şunlara bir uyarı verelim Helmsman. | Open Subtitles | -دعنا نوجّه لهم تحذيرًا يا مدير الدفّة . |
Spartacus'ün en güvendiği üç adamının ölümü Roma'ya karşı koyanlara bir uyarı olacak! | Open Subtitles | ثلاثة من رجال (سبارتاكوس) المقربين، سيكون موتهم تحذيرًا لمن يتحدون (روما)! |
Naomi, uyarı alıyor. Sorun yok, Geeta! | Open Subtitles | تتلّقى (ناعومي) تحذيرًا حتى لا يتم إقصائها |
Bunu bir uyarı olarak düşün. | Open Subtitles | اعتبري هذا تحذيرًا. |
Naomi uyarı alıyor. Dayan Geeta, dayan! | Open Subtitles | تتلّقى (ناعومي) تحذيرًا حتى لا يتم إقصائها |
Bu uyarı atışıydı. | Open Subtitles | -لقد كان هذا تحذيرًا |
Bu senin için bir uyarı vermeli, Humphrey. | Open Subtitles | (ينبغي أن يكون هذا تحذيرًا لك يا (همفري |
Bugün burada olanlar bizden uzak durman.. ..için sadece bir uyarıydı. Ama biz bunu yapmayacağız. | Open Subtitles | اعتداء الليلة كان تحذيرًا لنا لنبتعد، لكننا لن نفعل. |
Bu bir uyarıydı. | Open Subtitles | ذلك كان تحذيرًا |
Yıkımın başlayacağını bildirip oturanlara uygun bir uyarıda bulunuyor. | Open Subtitles | ينص على أن أعمال الإصلاح ستبدأ، يعطي تحذيرًا مسبق للساكنين. |
Portakal çekirdekleri, Amerika'da ortaya çıkmış geleneksel bir ölüm intikamı uyarısıdır. | Open Subtitles | -إطلاقًا بذور البرتقال تعتبر تحذيرًا تقليديًا لموت الانتقام وأصل التقليد في (أمريكا) |