Ayrıca ortaklarla beraber çalışmaya kendini adayarak, 2015 itibariyle 100 milyon çocuğun yaşamlarını iyileştirmeye ve haklarını korumaya yardımcı olacak bir kuruluşumuz var. | TED | لدينا أيضاً مؤسسة ملتزمة بالعمل من خلال الشركاء والمساعدة على تحسين حياة وحماية حقوق 100 مليون طفل بحلول عام 2015. |
Bazılarının, tam potansiyellerine ulaşmak veya diğerlerinin yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı olmak gibi olumlu nedenleri vardır. | TED | العديد يفعلون ذلك لأسباب ايجابية، مثل الوصول إلى أقصى إمكانياتهم، أو المساعدة في تحسين حياة الناس. |
Af diliyor ve çocuk askerlin yaşamlarını geliştireceğini vaad ediyor. | TED | يبحث عن الغفران، ويدعي أنه يسعى إلى تحسين حياة جنودة الأطفال. |
Ama bunu insanların hayatlarını ve refahlarını geliştirmek için yapıyorum. | TED | وذلك في الغالب من أجل تحسين حياة الناس ورفاهية عيشهم. |
Cezai mesuliyet yaşı olan 18 yaşına gelene kadar, bu gençlerin günlük hayatlarını değiştirmeye odaklanmalıyız. | TED | إلى أن نرفع سن المسؤولية الجنائية إلى 18 سنة، نحتاج إلى التركيز على تحسين حياة أولئك الشباب. |
Insanların yaşamlarını iyileştiren birşey. | TED | كما أنه يساعد في تحسين حياة الناس |
Bu yüzden yapmaya karar verdiğimiz şey, bizden daha fazla bilen ortaklarla beraber kendimize zor soruları sormaktı. Çocukların yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı olmak için işimizin ötesinde neler yapabiliriz? | TED | لذا ما قررنا القيام به كان التالي، سوف نبحث ونسأل أنفسنا الأسئلة الصعبة مع شركاء يعرفون أكثر مما نعرف، ما الذي يمكننا القيام به لنتعدى ما وراء شركتنا للمساعدة على تحسين حياة الأطفال؟ |
Ülkenin bu bölgesindeki gerçek yaşam kalitesiyle ilgili bu detaylı bilgiyle, Imazon ve devletten, işletmelerden ve sivil toplumdan diğer ortaklar, insanların yaşamlarını gerçekten iyileştirmeye yardımcı olacak bir kalkınma planı hazırlamak için birlikte çalışabilirler, aynı zamanda kıymetli bir küresel varlığı korumuş olurlar, yani Amazon yağmur ormanlarını. | TED | ومع هذه المعلومات التفصيلية حول النوعية الحقيقية للحياة في هذا الجزء من البلد، أمازون والشركاء الآخرين من الحكومة، والشركات، والمجتمع المدني بإمكانهم العمل معًا لبناء خطة تنمية من شأنها أن تساعد في تحسين حياة الناس حقًا، أثناء حماية المدخرات العالمية الثمينة التي هي غابات الأمازون المطيرة. |
Bu sınıfta, herkes ceza adalet sisteminde yargılanmadan önce şehrin en hassas durumdaki gençlerinin hayatlarını geliştirme konusunda beyin fırtınası yapacak. | TED | وفي هذا الصف، يتشارك الجميع أفكارهم حول تحسين حياة الشباب الأكثر ضعفاً في مدينتنا قبل محاكمتهم ضمن نظام العدالة الجنائية. |