Şimdi, daha fazla insanın başarılı olabileceği daha iyi ekonomiler ve topluluklar inşa ediyorlar. | TED | يقومون الآن على بناء أنظمة اقتصادية ومجتمعات أفضل حيث يمكن للمزيد من الأفراد تحقيق النجاح. |
Sen başarılı olamazsan, o da olamazdı. | Open Subtitles | إذا أنت لم تتمكني من تحقيق النجاح فهي أيضاً لا يجب أن تحققه |
Lakin başarılı olabilmek için sizin yardımınıza ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | ولكن أنا بحاجة لمساعدتكم من أجل تحقيق النجاح |
Güç olmadan, biz çok yakından başarılı olmasını sağlamak için eşleştirilir. | Open Subtitles | دون قوة، نحن قريبين جدا من ضمان تحقيق النجاح. |
En başarılı olmak konusunda takıntılı bir kız. Kendinden zeki olan hiç kimseye tahammül edemeyen. | Open Subtitles | مندفعة نحو تحقيق النجاح لدرجة الإصابة بالقرحة لا تتحمّلين الرؤساء الأقل ذكاءاً منكِ |
Sanırım galeri açılışı başarılı geçmiş. | Open Subtitles | كان يبدو وكأنه معرضوقد فتح تحقيق النجاح. |
Ama o, ona yüklenmemin sebebinin başarılı olacağına inanmam olduğunu anlamıyor. | Open Subtitles | لكن ما لا يفهمه أنني أقسو عليه لأنني أؤمن أن بوسعه تحقيق النجاح |
Bu yüzden bu grupları ya anlamak yada çatışmak zorundayız veya başarılı olmak zorunda olan uyuşmazlık çözüm süreciyle onları yenmek zorundayız. | TED | إذا حينما نحتاج أن نفهم هذه الجماعات؛ يَتلزّم علينا إما أن نشركهم أو نهزمهم في أي عملية لحل نزاع وذلك بُغية تحقيق النجاح. |
"Ve onun kuralları sanatı sayesinde başarılı olacak." | Open Subtitles | "و من خلال تدبيره يمكن تحقيق النجاح على يديه |