"تحمل ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• Bununla başa
• Bunu göze
• Bununla baş
• Bunu kaldırabileceğimi
• üstesinden
• dayanamıyorum
• katlanamayacağım
• Bunu kaldırabilir

Ama onu anlayamıyorum çünkü onun Bununla başa çıkabileceğini sanmıyorum.
لكن معها، لا يمكنني عمل هذا، لأنني لا أظنها قادرة على تحمل ذلك.

Anlamıyorsun. Her cepheden üstüne gelecekler. Bununla başa çıkamayacak.
كلا، أنتِ لا تفهمين، سيهاجمونه من كلّ الجوانب، لن يكون قادراً على تحمل ذلك.

Bunu göze alamam.
حسنا، يمكنني تحمل ذلك

Eğer gerçeği bilseydi hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğunu Bununla baş edemezdi.
اذا عرفت الحقيقة عن انك تعرضين حياتك للخطر لا اعتقد انها ستكون قادرة على تحمل ذلك.

Yoksa, buraya taşındığımdan beri üçüncü olur. Bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum.
لأن هذا سيكون للمرة الثالثة منذ إنتقالي إلى هنا ولا أعلم إذا كان بإمكاني تحمل ذلك

Kulaklarımıza kokteyl şırınga edersek büyük ihtimal üstesinden geliriz.
ربما يمكننا تحمل ذلك إذا استخدما العصاره

Buna dayanamıyorum, ve şimdi de seni ağlattım. Canım kızım, bağışla beni.
لا أستطيع تحمل ذلك, والآن لقد جعلتِك تبكين.سامحيني

Buna katlanamayacağım.
لا استطيع تحمل ذلك.

Yeryüzü Bunu kaldırabilir, eğer doğru yolu seçersek.
الأرض تستطيع تحمل ذلك إن اخترنا المسار الصحيح.

Eminim Bununla başa çıkamayan başka insanlar vardır ama ben kesinlikle başa çıkamadım ve ben hayatımdaki her şeyi kontrol etmeye alışkındım.
أنا متأكد أن آخرين قد لا يقدرون على تحمل ذلك لكنني بالتأكيد لا أقدر على تحمله وعادة ما كان كل شيء تحت السيطرة في حياتي.

Ben - ben Bununla başa çıkabileceğimden emin değilim.
لا أدري إن كنت أستطيع تحمل ذلك

Bununla başa çıkabilir mi bilmiyorum.
لا أدري إن كان يستطيع تحمل ذلك

Bunu göze alamazsın.
لا تستطيع تحمل ذلك

- Bunu göze alamam.
لا استطيع تحمل ذلك

Ama sen Bunu göze alamazsın.
لكنكِ لا تستطيعين تحمل ذلك

Bununla baş edemeyecekseniz eğer bu sizin probleminiz.
أذا لا يمكنكِ تحمل ذلك سوف تكون مشكلتك من الأن فصاعداً

Yara bandını şipşak yapıştırıp çıkartan kızlardanım. Bununla baş edebilirim.
انا من نوع الفتيات التي تعالج نفسها بسرعه يمكنني تحمل ذلك

Bununla baş edemezsin.
سيموت مليون مثلهم لا يمكنك تحمل ذلك

Lütfen beni piyasaya sürme. Bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum.
أرجوك لا تحرريني في العالم لا أظنّ أن بوسعي تحمل ذلك

Bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum.
أنا لا أعتقد أنني قادرة تحمل ذلك

Şu an daha iyi hissediyorum. üstesinden gelebilirim bence.
أنا أفضل الآن أعتقد أني أستطيع تحمل ذلك

Peter, kıskançlığınla beni boğuyorsun. dayanamıyorum artık.
أنت تخنقي بــ غيرتك لا يمكنني تحمل ذلك أكثر

-teşekkürler yok duramam.buna katlanamayacağım.
-شكرا. -شكرا جزيلا. لا استطيع تحمل ذلك.

Lütfen olmadığını söyle çünkü güçlü olmama güvendiğini biliyorum ve Bunu kaldırabilir miyim bilmiyorum.
من فضلك قولي أنك لست كذلك لأنني أعرف أنك تعتمدين علي لتكوني قوية و لا أعرف إن كنت سأتمكن من تحمل ذلك