"تحمى" - Translation from Arabic to Turkish

• korumak
• koruyor
• korumaya
• koruyorsun
• koruduğunu
• koruman
• koruyacaksın
• korumalıydın
• koruyarak
• korumalısın

Ve muhteşem heykelinizi korumak için alınan güvenlik önlemlerini görmelisiniz.
ولاحظوا ، رجاءً .... إجراءات الأمن الوقائية تحمى تمثالك العظيم

Krallığın şövalyesi olarak Kral Einon'ın tebaasını korumak sizin göreviniz.
أنه من واجبك أن تحمى مقاطعات الملك أينون كفارس فى مملكنه

Kutsal Meryem Sunağımız yüzyıllardan beri vadimizi koruyor.
سيدة الضريح خاصتنا كانت تحمى الوادى لقرون.

Efendi Park Moo Sol gibi, birini korumaya çalışırken sen de ölebilirsin.
أو مثل النبيل بارك مو سول يمكنك ان تموت بينما تحمى احدهم

Sydney'yi mi koruyorsun, onun senden mi korunması gerek bilmiyorum.
أنا لا أعرف ماذا كنت تحمى سيدنى أو تحتاج هى لحمايه منك

H.A'yı koruduğunu söyleseydin bu pinche mierda olmazdı.
.. لم يكن ليحدث كل ذلك إذا كنت أخبرتنى انك كنت تحمى العائلة

Koyunları korumak için kurdu yakalamalısın.
لكى تحمى الغنم , عليك أن تقبض على الثعلب

Bir annenin yavrusunu korumak adına neler yapabileceğini iyi bilir.
اعلمى جيدا ان الام قادرة ان تحمى اطفالها

Başkalarını karanlıktan korumak için öncelikle kendini koruyabilmelisin.
قبل أن تحمى الآخرين من الظلام يجب عليك حماية نفسك أولاً.

Denin kodun kötü insanlardan korumak için.
شفرة الدخول خاصتك تحمى أشخاص سيئون للغاية

Evet, mantıklı. Çekirdeği korumak için acil durumda kilitleniyor.
نعم , هذا منطقى فهى تغلق تماما فى حالات الطوارئ كى تحمى النواة

Değer verdiğin bir şeye gölge düşürmekten... ya da en çok korumak istediğin şeyi yok etmekten korkuyorsan?
-اذا خفتى أن تجلبى العار لكل ما تعتزين به بشدة -أو تدمرى ما ترغبين بشدة أن تحمى

Mahkemeler kurbanları değil suçluları koruyor.
المسألة كلها واضحة جداً محاكمنا تحمى المجرمين

Düzenli bir şekilde yeni koordinatlara sıçrayarak ve bu bilgiyi yıldız üslerine vererek kendini koruyor.
إنها تحمى نفسها دورياً بواسطة العبور إلى مجموعة جديدة من الإحداثيات وبعدها إعادتهم للمركبة الأم

Seni başka bir şeye dönüştüremez Büyüm kampı koruyor
-لا ! إنها لا تستطيع تحويلكم ثانية. تعويذتى تحمى هذا المعسكر.

Kasabayı bir arada tutmaya ve çocuklarımızı korumaya çalışıyorsun.
انت تحاول ان تجمع البلده مع بعضها لكى تحمى أولادنا

Niye hala bu genç bayanı koruyorsun?
لماذا تحمى هذه الفتاة؟

Beyaz ateşten bir halenin evini koruduğunu görüyorum.
أستطيع رؤية حلقة من النيران تحمى منزلكِ.

Birincisi, NCIS müdürü olduğun sürece beni koruman.
أولاً عدنى ان تحمى ظهرى طالما انت مدير الشعبة

Sen yanında kalıp solunu koruyacaksın.
وأنت ستكون بجانبه تحمى قواته الغربية فهمت

Kızını korumalıydın. Onu korumalıydın.
. كان يجب أن تحمى إبنتكِ ، كان يجب أن تحميها

Metal olmayan parçaları metal parçaları koruyarak virüs kapmasına uzunca bir süre engel oldu.
أجزاءه غير المعدنية كانت تحمى أجزاءه المعدنية من التقاط الفيروس لفترة طويلة

Lütfen 25 sent atınız. Amy'i korumalısın.
من فضلك أودع 25 سنتا يجب أن تحمى إيمى