Şunu güzelce bir göz at. önyargı olmasın lütfen. | Open Subtitles | أريد أن يحظى العمل باهتمامكم دون أي تحيز ، رجاءً |
Uzun zamandır matematik konusunda kadınlara karşı bir önyargı vardı. | Open Subtitles | هناك تحيز ضد المرأة بالرياضيات منذ وقت طويل |
Ve ben bu önemli olduğunu düşündüm hakkında biriyle konuşmak önyargılı olmadan ve bu kişi demektir. | Open Subtitles | وأعتقدت أنه من المهم ان اتكلم عنه مع شخص ما بدون تحيز او احكام مسبقة وأنت ذلك الشخص لماذا ؟ |
Bu vakaya baktıysanız önyargılı olabilirsiniz. | Open Subtitles | ان كنت تعرف هذه القضية فقد يكون لديك تحيز |
İyi gazetecilik tarafsızlığı hedeflerken, medya önyargısı genellikle kaçınılmazdır. | TED | في حين أن الصحافة الجيدة تهدف إلى الموضوعية إلا أن تحيز وسائل الإعلام غالبًا لا مفر منه. |
Clarice, eğer deliller yetersizse... önyargısız olarak görevine iade edilme hakkın var... tabii bu arada olay hakkında konuşup bir şey yaparak... bunu imkansız hale getirmezsen. | Open Subtitles | كلاريس انتي تفتقري الى الدليل انتي ستؤهلي الى الاستجواب الكامل وبدون تحيز |
Biliyorum bu cinsel ayrımcılık ve bel altı birşey. | Open Subtitles | أعرف أن هذا تحيز جنسي وضربة تحت الحزام |
Araştırmacıların bazen ortaya çıkardığı ancak bazen bizim bilmediğimiz bu tür gizli ön yargıların ve kara kutu algoritmalarının hayat değiştiren sonuçları var. | TED | هكذا تحيز مخفي وخوارزميات الصندوق الأسود والتي لا يُغطيها الباحثون أحياناً ولكن أحياناً لا نعلم، يُمكن أن يكون لديها عواقب تغيير مدى الحياة. |
Zihnimi boşaltarak önyargı ve şartlanma olmadan suç mahalline bakmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انظر لمسرح الجريمة بذهن صافى دون تحيز أو تعصب |
FDA düzenlemesinin ikiyüzlülüğünü vurgulamada hiçbir önyargı yok. | Open Subtitles | لا يوجد تحيز في الإشارة إلى النفاق الواضح في محاولة التحايل على الهيئة |
Ve başka bir kavramsal önyargı da var ki, ben buna onay yargısı diyeceğim. İnançlarımızı onaylayan bilgileri kabul etmeye meyilliyizdir ancak inançlarımızla çatışan bilgileri reddederiz. | TED | و هناك تحيز معرفي آخر سأسميه تحيزا اثباتيا، نحن نميل لتقبل المعلومات التي تثبت معتقداتنا و نرفض المعلومات التي نخالف معتقداتنا. |
Şimdi önyargı ve şartlanma olmadan ne gördüğünü söyle. | Open Subtitles | أخبرنى عما تراه بدون تحيز أو تعصب |
Bir taşı kaldırdık ve altından saf önyargı çıktı. | Open Subtitles | نحن أزلنا الستار وأكشفنا عن تحيز |
Müvekkilimize karşı önyargılı olduğunuzu düşünüyor ve duruşmayı yeni bir yargıcın yürütmesini talep ediyoruz. | Open Subtitles | نعتقد وقد بينت لك تحيز ضد عملينا, ونحن نطلب منك ان القاضي الجديد يفهم الإجراءات الاخرى |
Korkarım Üstat Yoda senato, bir Jedi mahkemesinin önyargılı görüneceğini inanıyor. | Open Subtitles | انا اسف , سيد يودا , ان مجلس الشيوخ يعتقد ان محاكمة داخلية للجاداي سوف تكون تحيز |
Hayır, çünkü kadınlar da erkekler kadar hemcinslerine önyargılı bakıyorlar. | Open Subtitles | لا،لأن النساء يظهرون تحيز جنسي بنفس مقدار الرجال |
Senin söylemek istediklerini çarpıtan konuştuğun kişilerin önyargısı. | Open Subtitles | لكنه تحيز هؤلاء الذي تتكلم معهم الذي يحرفون ما تقوله |
Yargıç Creary'nin önyargısı bu davanın ilk ve tek konusudur, kanıtlar kararı belirleyecek, ...ve benim kararım da nihai olacak. | Open Subtitles | تحيز القاضي كريري سيكون موضع هذه الجلسة الوحيد، وينطبق عليها قواعد تقديم البراهين وحكمي سيكون نهائيًا |
Kanıtları dürüstçe, önyargısız olarak tekrar gözden geçirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تُراجع الأدلة بصراحة وبدون تحيز |
Ancak nöbetleri, hüsranları ve hiç bitmeyen hiperaktivitesinin ötesinde çok özel bir şey vardı: dünyayı önyargısız gören saf ve masum bir çocuk, hiç yalan söylemeyen bir insan. | TED | لكن ومع نوبات الغضب والاحباط وفرط النشاط اللامنتهي كان هنالك شيئ فريد: طبيعة نقية وبريئة، طفل رأى العالم من غير تحيز,انسان لم يكذب ابدا. |
NSA aleyhine ayrımcılık davası açacağız. | Open Subtitles | سنرفع قضية تحيز بحق الأمن القومي |
Beni yabancılara karşı ön yargılı olmakla itham etmenize izin vermiyorum! | Open Subtitles | رجاءً لا تحملني المسؤولية في تحيز ضد الاجانب. |
Burada bir önyargının olduğunu tanımlıyor ve onaylıyoruz. | TED | إذا ما نفعل نحن هو تعريف و تمييز وجود تحيز. |