"تختلط" - Translation from Arabic to Turkish

• karışıyor

Biliyorsun, ne yapmakta olduğum... ve nedeni hakkında kafam giderek karışıyor.
تعلم ،بدأت الامور تختلط علي بخصوص مهنتي ولماذا اقوم بها

Bazen farelerin aklı biraz karışıyor.
أحيانـاً الفئـران تختلط عليهـا الأمـور بعض الشيء

Yani Olimpiyatlarda sürekli yaşanıyor bu birinin örneği başka birininkiyle karışıyor falan.
يحدث هذا باستمرار في الألعاب الأولمبية العينات تختلط

Ne boklar oluyor bana bilmiyorum. Bazen kafam karışıyor.
لا أعرف ما خطبي، تختلط عليّ الأمور أحيانًا

Gördüğünüz gibi yağmur suları gömülü olan zehirli kimyasallarla birleşiyor ve Bensenville'in ana su kaynağı olan yeraltı sularına karışıyor.
كما ترون ميــاه المطــر تختلط مــع المواد المشعــة وتنخفـض إلى جــوف الأرض

Kafam karışıyor ama yatağımı paylaştığım kişinin bununla ilgisi yok.
هناك امور تختلط علي لكن الذي اقاسمه سريري ليس واحداً منها

Senin anıların Dyson'ınkiyle karışıyor. Beni dinlemelisin.
ذكرياتك تختلط مع ذكريات دايسون إستمعي إلي

CA: Küresel vatandaşlık fikri insanları heyecanlandırıyor ama vatanseverliği ve bu ikisinin nasıl birleşeceğini düşünmeye başlayınca akıllar karışıyor.
كريس: ولكن برغم شعور الناس بالحماسة حول فكرة المواطنة العالمية، الا انهم تختلط عليهم الامور عندما يعودون إلي التفكير في مبدأ الوطنية، و كيف يمكن جمع الفكرتين.

Bazen sinyaller karışıyor.
حسنا,احيانا تختلط عندي الاشاره

Hangi mevsim bu, kalbim böyle çiçek açıyor içinde renkler birbirine karışıyor güzel kokular harmanlanıyor.
"ما هذا الموسم الذي فيه يكون القلب ناضرا مثل الزهرة" "الذي فيه الألوان تمزج" "وكل الروائح العطرة تختلط"

Onu her gördüğümde aklım karışıyor.
لكن كل مرة أرى وجهه, تختلط علي.

Bütün günler birbirine karışıyor.
كلّ الأيام بدأت تختلط في بعضها

Kafası karışıyor.
تختلط عليه الأمور.

- Anıların karışıyor Bo.
-ذكرياتك تختلط بو

Atomlar birbirine karışıyor.
الذرات تختلط