"تخرجوا" - Translation from Arabic to Turkish

• dışarı
• terk
• gidin
• çıkmanız
• çıkmak
• çıkmanızı
• çıkmazsanız
• mezunu
• gitmenizi
• terketmeniz
• gitmelisiniz
• çıkamazsınız
• çıkamayacaksınız

Ne olursa olsun, bunları bulduğunuz her fırsatta dışarı çıkarın ve enerjinizi ve neşenizi bizimle paylaşın.
مهما يمكن، أتمنى أن تكون لديكم الفرصة لكي تخرجوا تلك الأشياء وتشرفونا بطاقتكم وبهجتكم.

Gelmesini istemiyorum! Yaşamak istiyorsanız, çıkın buradan! Hepiniz dışarı çıkacak mısınız?
احمق لا اريده ان ياتي و اريدكم ان تخرجوا هل من الممكن ان تذلفوا ؟

Siz de kardeşlerinizle sınıfı terk edip dersi protesto etsenize.
ماذا بشأنكم أنتم الأثنان ؟ . لماذا لا تخرجوا و تحتجوا مع إخواتكم ؟

Şimdi bu kapıyı açacağım. Buradan geçip soyunma odalarınıza gidin ve kapıyı kapatın.
الآن سأفتح هذا الباب أريدك أن تخرجوا منه إلى غرفة الخزانة

Ciddi bir tehlike içindesiniz! Derhal buradan çıkmanız gerekiyor!
أنتم في خطر حقيقي عليكم أن تخرجوا من هنا الآن

çıkmak için, gerçek resimli bir kimlik göstermeniz gerek.
لكى تخرجوا من الحلبة لابد ان نرى هوياتكم

Beyler, arabadan çıkmanızı istiyorum...
أيها السادة، أريدكم أن تخرجوا من السيارة..

Elleriniz yukarda dışarı çıkmazsanız adamlarım ateş edecekler.
سيقوم رجالي بإطلاق النار إن لم تخرجوا و أيديكم أوّلا

Şimdi, çocuklar, hatırlayalım. Pencerelerden hiç bir tarafımızı dışarı çıkartmayacağız.
تذكروا أيها الصف، لا تخرجوا أي جزء من أجسادكم من النافذة

Beraber liseden mezun olduğum adamların bir çoğu... şehirden bile hiç dışarı çıkmadı, bense neredeyim.
أن أحضر إلى هنا في مهمة حقيقية معظم الرجال الذين تخرجوا معي

dışarı çıkıp biraz temiz hava almanız gerekli.
من المهم أن تخرجوا وتستنشقوا الهواء النقي مرتين باليوم.

Bunu size vereceğim ama dışarı çıkıp yirmi dakika egzersiz yapacağınıza söz verirseniz.
لكني لن أعطيها لكم إلا إذا وعدتموني أن تخرجوا الآن و تتدربوا بها لمدة 20 دقيقة، حسناً؟

Sen ve buradaki "yoldaşların" buradaki her su damlası dışarı atılana dek o eşikten dışarıya adımınızı atmıyorsunuz.
أنت و رفاقك هنا لن تخرجوا من هذا الباب قبل مسح كل ذرة مياه

Güzel, tamam, hepiniz burayı hızlıca terk etmelisiniz.
حسن, جيد عليكم أن تخرجوا جميعكم من هنا, بسرعة

Buradan defolup gidin.
أريدكم أن تخرجوا من هنا هذا يشبة الأسلوب الغربى القديم

Korumalar bir şeylerin yanlış olduğunu anlamadan binadan çıkmanız gerek.
أنتم الإثنان يجب أن تخرجوا من المبنى قبل أن يلحظ الحراس أن هناك أمر ما

Sadece bu dersten mi çıkmak istiyorsunuz?
هل العالم لكم مجرد ذلك الفصل الذي تريدون أن تخرجوا منه؟

Ettim. Şimdi beyler, ofisimden çıkmanızı istemem gerekiyor.
انا اعرف الآن، سيكون علي ان اطلب منكم ايها السادة ان تخرجوا من مكتبي

Bakın, yapmaya çalıştığınız şey için minnettarım. ama yalnızca, hemen buradan çıkmazsanız sonra kendimle birlikte sizi de öldüreceğim.
لن نتركك صوفي اقدر ماتحاولون فعله لكن اذا لم تخرجوا من هنا

Şempanzeler çok zekidir ve biz de onları üniversite mezunu yaptık.
أما فصيلة الشمبانزي فهم أذكياء جداً لذا فقد تخرجوا من الكليـة

Adamın yapacak işi var. gitmenizi istiyor. Gitseniz iyi olacak.
لدى هذا الرجل عمل عليه القيام به يريدكم أن ترحلوا من هنا لذا من الأفضل أن تخرجوا

Demek istediğim; yeni arkadaşınla beraber evimi terketmeniz. Evet.
ما أود قوله (هاري)، أود منك ومن صديقك الجديد أن تخرجوا من منزلي.

Görevi çok kısa kestiniz, sizce de öyle değil mi? Biz işimizi yaptık. Şimdi sizler bu ülkeden cehennem olup gitmelisiniz.
لقد أتممنا مهمتنا و الآن فعليكم يا رفاق أن تخرجوا من هذه البلد بحق الجحيم

- Oradan asla çıkamazsınız. - Ne?
ـ يا شباب لن تخرجوا من ذلك الطريق ـ ماذا؟

Hiçbiriniz buradan sağ çıkamayacaksınız.
أنتم مغفلون ولن تخرجوا مـن هـذا القـسم أحياء