Bunun için fazla akıllısın, hata yapmazsın. Harika çocuk yapmaz. | Open Subtitles | ذكيّ جداً على ذلك ، لن تخطئ أبداً الفتى العجيب |
Tamam, bu biraz ciddiyetsiz gelebilir ama gerçekten beklentiler bu kadar yüksekken hata yapmayın. | TED | حسناً، الآن هذا يعد نقلة كبيرة، لكن لا تخطئ إن مجازفة كبيرة. |
Bu yüzden yanlış teşhis koymak kolaylaşmış ama bacağını almak bir işe yaramayacak. | Open Subtitles | من السهل ان تخطئ في تشخيص الانسجة الناعمة لكن قطع قدمك لن يساعد |
Öğrenciler için materyal ile aktif olarak etkileşimde olma ve yanlış ya da doğru yaptıklarının söylenmesi | TED | هذه الإمكانية للتفاعل الفعال مع المادة ويتم إخبارك حينما تصيب أو تخطئ أساسية حقاً لتعلم الطلاب. |
Bunca yıllık tecrübem asla yanılmaz, efendim. | Open Subtitles | خبرتي لا يمكن أن تخطئ بعد كل هذه السنوات يا سيدي |
Bir kadınsa bir kez hata yapmayagörsün. Hemen fahişe oluverir. | Open Subtitles | كل ما على المرأة أن تفعله هو أن تخطئ مرة واحدة ، وتصبح مومسًا |
Sakın hata yapma.Bir sayı bile çok fark eder. | Open Subtitles | لا تخطئ, صفر واحد يصنع الكثير من الإختلافات |
Ama bu konuda hata yapma, o senin baban ve o her zaman hayatımın aşkı olacak. | Open Subtitles | لكن لا تخطئ بهذا لأن والدك كان و سيظل حب حياتي |
Los Angeles polisi hata yapmaz. Değil mi, Patterson? Gerçek ne, gençler? | Open Subtitles | أعني أن الشرطة لا تخطئ ما الحقيقة يا رجال؟ |
Biyopsilerde hata olur, semptomlarda olmaz. | Open Subtitles | الخزعة سلبية الخزعة قد تخطئ أما الأعراض فلا |
İnsanlar hatalar yaptığını, yanlış kararlar verdiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال الناس أنك تخطئ و تصدر قرارات خاطئة |
-Çek o pis ellerini üzerinden. -Bırakın onu! yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | ابعد يديك القذرتان عنها لا تأخذها ، لم تخطئ |
Düğününüzdeydim. Adını yanlış söylemiştin. | Open Subtitles | لقد حضرت زفافكما ورأيتك تخطئ في نطق اسمها |
yanlış değil, elinizde ki çizgiler. | Open Subtitles | إنه لا يقول كيف و لكن خطوط اليد لا تخطئ أبداً |
Ya da seni hep önden yollarlar ve bir gün yanlış kapıdan içeri girersin. | Open Subtitles | أو أنهم يرسلونك مبكراً عدة مرات حتى تخطئ الباب يوماً ما |
İmparatorluk burada olmalıydı. İçgüdülerim asla yanılmaz. Delirmiş olmalısın. | Open Subtitles | أرضنا يجب ان تكون هنا غريزتي لا تخطئ أبداً |
Biliyorum, size inanılmaz gelebilir ama arkadaşım asla yanılmaz. | Open Subtitles | ،أعرف أن هذا يبدو غير لائقاً ! لكن صديقتي لا تخطئ |
Sakın ıskalama. Esas sen mahvoldun. | Open Subtitles | نعم، أقتله، لا تخطئ |
Sol elim, hedefi asla ıskalamaz. | Open Subtitles | يدي اليسار لم تخطئ هدفها أبداً في حفظ الله |
Bir daha "Destiny" ile "Disney" i karıştırma. | Open Subtitles | لا تخطئ بكتابة "ديزتني" وتكتب "ديزني" مُجددًا. |
Bırak üç kereyi, sen hiç ıskalamazsın, | Open Subtitles | انت لم تخطئ ابداً لدرجة ثلاث مرات |
Ne istediğimi sanıyorsun? Ve sakın yanılma. | Open Subtitles | ما الذي تظن أنني أريد و لا تخطئ |
Zaman ritmi kaçırmaz Sol, sağ, adımlarınla tempola | Open Subtitles | *الحياة تخطئ بالإيقاع* *الحياة تنسحب من تحت قدميك* |
Niyetim seni kendine getirmek, EDİ. Anladın mı? Ortalığı karıştırıyorsun. | Open Subtitles | أريد أن أحاورك منطقياً يا ـ إدي ـ أنت تخطئ, أنت المستقبل |
# Şansını sakın Kaçırma Bu fırsat bir kez geçer yaşamında insanın eline # | Open Subtitles | # ولا تخطئ الصدفة لتفعل هذه الفرصة تأتى مرة في العمر # |
Yanılıyor olmaktan korktuğun için her şeyi bilmek zorundasın. | Open Subtitles | تريد أن تعرفَ كلَّ شيء لأنّك تخافُ أن تخطئ |
Ama olmaz, çünkü sen yanılmazsın. | Open Subtitles | إلا أنه غير ممكن ان يكون كذلك لأنك لا تخطئ أبداً |