Benim tek yaptığım ise onları üzüp hayal kırıklığına uğratmak ve yalan söylemek. | Open Subtitles | كل ما فلحت في القيام يه كان إقلاقهم و تخيب ظنهم و الكذب |
Aslında, sizi uyarmam lazım, hayal kırıklığına uğrayacaksınız. | TED | في الحقيقة .. يجب أن أحذركم، سوف تخيب توقعاتكم عنه |
Sanki sen aileni hiç yüzüstü bırakmamışsın gibi. Tamam kızın hakkındaki şeyleri biliyorum. | Open Subtitles | كما لو أنك لم تخيب أمل عائلتك حسناً ، أنا أعلم بموضوع ابنتك |
Onu yüzüstü bıraktığını görmek istemem. | Open Subtitles | أعني، أكره أن أراك تخيب آمالاها أعني، إنها تفكر بك بمكانة رفيعة |
İki dakika. Her şey serbest, yavrum. Ama bizi hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | دقيقتين فقط وكل شيء مباح يا فتى ولا تخيب أملنا |
düş kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | جهد أخرق ، سيد بوند أنت تخيب أملى |
Anlasilan, çocuklarini hayal kirikligina ugratmak her ana baba için tam bir felaket. | Open Subtitles | يبدو أن لعنة كل من الوالدين تخيب ظن طفلهما |
Papi'yi hayal kırıklığına uğratamazsın, yoksa bunlardan birini alırsın. | Open Subtitles | إنك لاتستطيع أن تخيب أمل رجلا مثل أبى وإلا ستحصل على واحدة من هذه الأشياء |
Kızının hevesini kursağında bırakmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لن تخيب آمال ابنتك أليس كذلك؟ |
O senin büyük savunmacın ama bence gerçek şu ki, seni hayal kırıklığına uğratmak istemedi. | Open Subtitles | أترى, إنه دفاعك الكبير, لكني أظن أن الحقيقة أنها لا تريد أن تخيب أملك. |
Kendini baskı altında hissetme. Demek istediğim, bunu bir emsal olsun diye veya halkı ya da bizi ya da derneği hayal kırıklığına uğratmayayım diye yapma. | Open Subtitles | لا تشعر بالضغط, اي لا تفعلها لكي تكون مثالاً أو لكي لا تخيب الرأي العام أو نحن |
Beni yüzüstü bırakmış olacağını falan düşünüyorsan aslında benim işime gelir. | Open Subtitles | أن تخيب أملي فإنه من الأسهل لي |
Haklısın oğlum. Beni hiç yüzüstü bırakmadın. | Open Subtitles | أنت محق، بني لم تخيب أملي أبداً |
Onları yüzüstü bırakmayın, tamam mı? | Open Subtitles | فلا تخيب الظن , فهمت ؟ |
Sadece beni sahada hayal kırıklığına uğratma, Nate. | Open Subtitles | فقد لا تخيب ظني في المباراة يا نايت |
Beni hayal kırıklığına uğratma sakın. | Open Subtitles | لا تخيب ظني وإلا ستكون نتائجه وخيمة |
O günden sonra ona düş kırıklığından başka bir şey yaşatmadım. | Open Subtitles | ولم أفعل شيء سوى تخيب ظنهامنذلكالوقت. |
Babani hayal kirikligina ugratmak istemiyorsun. | Open Subtitles | لا تستطيع ان تخيب امل والدك |
Bütün herkes bekliyor, Lenny. Beni hayal kırıklığına uğratamazsın. | Open Subtitles | سوف أجعل جماعتي تنتظر ياليني لكن لا تخيب ظني |
Kızının hevesini kursağında bırakmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لن تخيب آمال ابنتك أليس كذلك؟ |
İnsanları böyle bağlamışken onları sakın aptal yerine koymaya kalkmayalım. | Open Subtitles | وعندما يكون لديك جماهير تنتظر علي أحر من الجمر لا تخيب أملهم الذي ينشدوه |
Ve beni hayal kırıklığına uğratmazsın. | Open Subtitles | و أنت لا تخيب ظني |
Niye her seferinde beni hayal kırıklığına uğratıyorsun? | Open Subtitles | لماذا يجب عليك دائما أن تخيب لي أملي؟ |