Bu yaşta bile tek istediği güvenli bir öğretmenlik işi. | Open Subtitles | في مثل هذا السن، كل ما يريده وظيفة تدريس ثابتة |
Bu yaşta bile tek istediği güvenli bir öğretmenlik işi. | Open Subtitles | في مثل هذا السن، كل ما يريده وظيفة تدريس ثابتة |
Birincisi: Ameliyat yapmayı öğretmek ve ameliyat yapmak gerçekten zordur. | TED | اولاً: إن تدريس الجراحة والقيام بها امرين من الصعب جدًا القيام بهما. |
Kıçınıza tekmeyi nasıl bastığımızı anlatan bir ders vermek yani. | Open Subtitles | أتدري ما أعنيه؟ تدريس منهج حول إنزالنا بكم هزيمة ساحقة |
Yaklaşık 10 yıl önce, İsveçli lisans öğrencilerine küresel kalkınma dersi vermeyi kabul etmiştim. Bu, yaklaşık 20 yıl boyunca | TED | منذ 10 سنوات، استلمت مهمة تدريس التطوير العالمي لطلاب سويديين في مرحلة ما قبل التخرج. |
Bilirsin, evde okul eğitimi, kuklalarla cinsel eğitim.... ...arkadaşlık simülasyonları, çeşitli işler. | Open Subtitles | تعرفين، تدريس منزلي ثقافة جنسية عن طريق الدمى محاكاة الصداقة ، والعمل |
Mühendislik öğrencileri, felsefe öğrencilerinden daha fazla kaynak, tesis, laboratuvar ve öğretim elemanı kullanır. | TED | يستخدم طالب الهندسة موارد ومرافق ومختبرات وأعضاء هيئة تدريس أكثر من طالب الفلسفة. |
Oğlu 6 aydır okula gitmiyormuş, özel öğretmenlik yapmamı istiyor. | Open Subtitles | ولده لم يدرس لمدة ستة أشهر و يحتاج الى تدريس. |
Düşündüm ki; pek çok alandaki bilim insanına öğretmenlik ve danışmanlık yaparken elde ettiğim geniş tecrübelerimden yararlanarak bunu sunmam uygun olur. | TED | و رأيت أنه من المناسب أن أعرضه على أساس أنه لدي خبرة واسعة في تدريس و إرشاد العلماء عبر مجموعة واسعة من المجالات |
Şey, ben öğretmenlik yapıyorum. Okul günü, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا, أنا عندي تدريس, إنه يوم دراسي, حسناً؟ |
Tiyatro öğretmek, tiyatrocu olmak istemiyorum. | TED | لا أرغبُ في تدريس الدراما، أريدُ ان أكون كاتبة مسرح. |
Lisede tarih öğretmek kolay olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس من السهل تدريس التاريخ في مدرسة ثانوية |
Fakat yabancılar Amerikanca öğretmek ne kadar zor olabilir ki? | Open Subtitles | لكن ماهي الصعوبة في تدريس اجانب تحدث اللغة الامريكية؟ |
Bu yüzden eğitim için, sınıftaki her öğrencinin kendine has ihtiyaçlarının karşılanmasına olanak sağlayan küçük grupla eğitim üzerine odaklanmış olan bir ders verme modeli geliştirdik. | TED | لذلك، قمنا بتطوير نموذج للتدريس والذي يُركّز على تدريس المجموعات الصغيرة وهذا ما ممكّن كل التلامذة من الحصول على احتياجاتهم الفردية التي تنقصهم في الفصل الدراسي. |
Para kaybetme üstüne ders vermeli. Yüce tanrım. | Open Subtitles | لا بدّ له من إلقـاء محاضرات من شأنهـا تدريس خسـارة المـال |
İşte bu. O ders verebiliyorsa, o ders verebilir! Yani ben de ders verebilirim. | Open Subtitles | هذه هي ، إن كان بإمكانه تدريس فصل فيمكنه تدريس فصل ، أقصد أنا يمكنني تدريس فصل |
Önümüzdeki yıl kalkülüs dersi vermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد تدريس حساب التفاضل والتكامل العام المقبل. |
Haftada iki kez cinsel eğitim dersi veriyorum. | Open Subtitles | حسنـا , مرتين في الاسبـوع أقـوم بـ تدريس دورس التعليم لـ البالغين |
Geçmişte, değişik öğrencilere aynı şekilde eğitim verilirdi. | TED | في الماضي،كان يتم تدريس طلاب مختلفين بنفس الطرق. |
Şimdi, bu ikili bir kod olduğundan esasen bunu donanıma da ekleyebilirsiniz -- Afrika'daki mühendislik okulları için ne harika bir öğretim tekniği. | TED | الآن, و لأنه رمز ثنائي, يمكنك تطبيق هذا في جهاز -- يالها من أداة تدريس رائعة في مدارس الهندسة الافريقية. |
Öğrencilerime aynı dersleri yüz kere öğretmeye çalışsam bile, halen daha anlamıyorlarsa, bu, beni tek bir sonuca götürür: | Open Subtitles | حاولت تدريس نفس الدرس لمئات المرات ولا زال الطالب لا يفهم فإننى مجبر على استنتاج |
Evet, iki yıldır birinci sınıf öğretmenliği yapıyorum. | Open Subtitles | نعم. نعم، لقد تم تدريس الصف الأول لمدة عامين. |
Ben öğrenci antrenörlerime B.E.'yi öğretmeyi öğretiyorum. | Open Subtitles | و لكنني أعلم طلابي طريفة تدريس التربية البدنية |