| Birileri onun Romanov olduğunu söylüyor diye, o şeyin bunca yıl sonra uyandığına inanacağımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أه هل من المفترض أن اصدق أن هذا الأمر سيصحو بعد كل هذه السنين لأن هناك من تدعي أنها من عائلة رومانوف |
| Sandy West davulcudur. Joan Jett, gitar tanrıçası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ساندي ويست تعزف الطبول, هذه جون جاك تدعي أنها إلهة عزف الغيتار |
| Bir ilişkimiz olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تدعي أننا كنا على علاقة إنها تدعي أنها حامل بطفل مني |
| Eminim kasabadaki, Clark'ın annesi olduğunu iddia eden kadını duydunuz. | Open Subtitles | مؤكد تعرف بوجود إمرأة بالبلدة تدعي أنها أم كلارك |
| - Ama bir kadın sürücünün erkek olduğunu iddia ediyor. Fakat kaç yaşlarında olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لكن هناك أمرأة تدعي أنها رأت رجلاً داخل السيارة، لكنها لم تستطيع تحديد عمره. |
| Şimdi de bir kadın annem olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وثمة إمرأة بالبلدة تدعي أنها أمي |
| Rachel liderin kendisi olduğunu söylüyor ama bu doğru değil. | Open Subtitles | (ريتشيل) تدعي أنها القائدة ولكن هذا ليس صحيحًا |
| Bu kız Amelia'nın kardeşi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (هذهِ تدعي أنها أُخت (أميليا |
| Şimdi de siz kalkmış sizinle ilişkisi olduğunu iddia ediyorsunuz öyle mi? | Open Subtitles | ومع ذلك فأنت تدعي أنها كانت على علاقة غير شرعية بك؟ |
| 5 milyon dolar kazandığım gün, ...bir gecelik ilişkiden bebeğim olduğunu iddia etmek için, ...mahkemeye geldi. | Open Subtitles | هي ظهرت في المحكمة اليوم الذي فزت به بخمسة ملايين دولار، تدعي أنها حامل بطفلي بعد ليلة واحدة معا؟ |
| Patronu annesinin tıbbi durumuyla ilgili olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | لكن مع ذلك فأن رئيستها بالعمل تدعي أنها كانت قلقة بشأن عملية جراحية لوالدتها |