- Uydu o kütlesiyle güvenli şekilde yok etmek için dünyaya çok yakın. | Open Subtitles | مع تلك الكتلة، القمر الصناعي قريب جدّاً من الأرض حتى يتم تدميره بأمان. |
Caesar'ın garnizon komutanı olarak aslen atanmasını onaylamak... ve Spartacus'u Metapontum şehrinde yakalayıp yok etmek üzere... iki lejyonu görevlendirmek! | Open Subtitles | نصدِّق على أن يصبح قيصر قائدا دائما للحامية و نخصص فيلقين لإعتراض سبيل سبارتاكوس و تدميره في مدينة ميتابونتوم |
Burada Humus'ta, tamamen imha edilmiş Baba Amr adında bir mahalle var. | TED | هناك حي هنا في حمص يدعى حي بابا عمرو تم تدميره بالكامل. |
Ve şimdi yok etmeye yemin ettiğin şeyin ta kendisi oldun. | Open Subtitles | وحتى الان . اصبحت الشيء ذاته الذي اقسمت على تدميره |
Bu hâlde, bağışıklık sisteminiz kanser hücresinin gerçek yüzünü görebilecektir: Yani yok edilmesi gereken bir şey olduğunu. | TED | حسنًا، جهازك المناعي سيكون قادرًا ربّما على رؤية الخليّة السرطانية على حقيقتها: شيئًا لا بد من تدميره. |
Erkeklerin dünyası kusursuz olmayabilir ancak onu yok etmek bir çare değil. | Open Subtitles | عالم الرجل قد لا يكون مثاليا، لكن تدميره ليست هي الحل. |
Geleceği yok etmek yerine korumak için uğraşacaksın. | Open Subtitles | سوف تكون مهتما بحماية المستقبل بدلا من تدميره |
Bilinçli olsun olmasın, o yüzü tanıyınca yok etmek istiyor. | Open Subtitles | إرادياً أو لا إرادياً إذاً عندما يتعرّف على هذا التناسق يريد تدميره |
Bizi canavara götürebilirler ama onu yok etmek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | ،يمكنهم قيادتنا للوحش لكن سيتعين علينا تدميره |
Garrett'ın yok etmek istediği her neyse, onu hapiste tutacak tek şey. | Open Subtitles | أي شي يريد غاريت تدميره هو الشيء الذي يبقيه في السجن |
İmha edilmiş değil, ortada bir enkaz yok, öylece yok oldu. | Open Subtitles | لم يتم تدميره .. لا يوجد أي حطام لقد اختفى فحسب |
Orne Nehri Köprüsü alınmalı düşman imha etmeden önce. | Open Subtitles | يجب أن نسيطر على جسر أورني قبل ان يتمكن العدو من تدميره |
Şu anki önceliğimiz, Myhnegon Eldivenini ele geçirip, imha etmeye çalışmak olmalı. | Open Subtitles | أولويتنا الآن الحصول على قفاز مانيجون ومن ثم نسعى إلى تدميره |
Karanlık Lordun senin aklını ele geçirmesine izin verdin... ve yok etmeye yemin ettiğin şey haline geldin. | Open Subtitles | لقد سمحت لهذا اللورد الشرير ان يحرف لك عقلك حتى الان وحتى الان . اصبحت الشيء ذاته الذي اقسمت على تدميره |
Ama bizim yok etmeye çalıştığımız da bu değil mi zaten, yakışıklı. | Open Subtitles | لكن هذا هو ما نعمل على تدميره هنا يا رياضي |
Artık onu yok edilmesi gereken bir hedef olarak göremem. | Open Subtitles | لم يعُد بوسعي التفكير فيه كهدف يجب تدميره. |
Doğal dünyaya ihtiyacımız var. Şu an yaptığımız hızda onu tahrip etmeye devam edemeyiz. | TED | نحن بحاجة للعالم الطبيعي. ولا نستطيع الاستمرار في تدميره بالمعدل الذي نقوم به الآن. |
"Ve eğer onu yok edersek, hangi misillemeyle karşılaşırız?" | Open Subtitles | وإذا تم تدميره ، ماهو المطلوب منافي مواجهة الانتقام؟ |
Mesajlar, aramalar yani yok etmemiz gereken her şey. | Open Subtitles | رسائل نصية , مكالمات , اي شيء نحتاج الى تدميره |
Sizin de görebildiğiniz gibi, yeşil alan yok edildi... ve droidler zarar görmedi. | Open Subtitles | كما يمكنك ان ترى المحيط الطبيعى تم تدميره ولم يتأذى اى من الآليين |
Sierra-1 yokedildi. Sierra-2 elde edilmeye çalışılıyor. | Open Subtitles | الهدف الأول تم تدميره محاولة وضع الهدف الثانى |
Tüm insanlar öldükten ve Dünya'yı yok etmeyi bıraktıktan sonra gezegenin gelişebilmesi için. | Open Subtitles | وليزدهر الكوكب بعد أن انقرض البشر وتوقفوا عن تدميره. |
Bulması oldukça zordu. onu yok etmekten bile. | Open Subtitles | كان صعباً إيجاده حتـّى أصعب من تدميره. |
Tanrıların yardımıyla, Onu yokedebilirim. | Open Subtitles | بمساعد الآلهة يمكنني تدميره |