"تراقبه" - Translation from Arabic to Turkish

• göz kulak
• dikkat
• izliyor
• Gözünü
• izlediğini
• takip
• izlemeni
• izliyordun
• onu izliyormuş

Ona göz kulak olacaktınız. Ne diye para veriyorum size?
كان من المفترض ان تراقبه لماذا ادفع لك اذاً

Bak, biz bu haftasonu yokken, ona oteli aramayacağına dair göz kulak olabilir misin?
أنظر,عندما نكون بعيدا هذا الاسبوع هل يمكنك أن تراقبه ؟ تأكد ألا يطلب هذا الفندق

Ona dikkat edin. Bir sorun çıkartırsa... bedelini sen ve patronuın ödersiniz.
يجدر بك ان تراقبه لانه اذا افتعل المشاكل ستدفع انت وزعيمك الثمن

Jane onu bir atmaca gibi izliyor, uzun, cadaloz bir atmaca.
جاين تراقبه كصقر صقر طويل و عاهر

Gözünü kırpmadan alevlerin ortasına atlayıp o çocuğu kurtarırken onu seyrettin mi?
هل كنت تراقبه عنما قام بهذه القفزة لإنقاذ الطفلة ؟

NSA'yin onu izlediğini biliyordu, yaklaştıklarını hissetmiştir.
يعلم بأن وكالة الأمن القومي تراقبه, يشعر بهم يقتربون منه.

FBI şu an onu takip ediyor.
المباحث الفيدرالية تراقبه الآن

Ekmek altın rengi olana, peynir eriyene kadar izlemeni istiyorum.
أريدك أن تراقبه حتى يصير الخبز ذهبي وحتى يذوب الجبن

- Neyi izliyordun sen?
وما الذي كنت تراقبه ؟ ساقيك ..

Polis uzun süredir onu izliyormuş.
هو شخص لئيم وخطير، الشرطة تراقبه منذ وقت طويل

Ona sadece kreş açılana kadar göz kulak olman gerekiyor.
عليك أن تراقبه فقط حتى تفتح روضة الأطفال

Ona göz kulak olmuyordun, yoksa burada olmazdık.
, لم تكن تراقبه لأنك حينها لم تكن لتوجد هنا

Annem buna kızacak. Ona göz kulak olmanı söylemişti. Kimin umrunda?
أمي ستصبح مجنونة قالت لك أن تراقبه

Ona göz kulak olmalıydın.
هل تريد القتال من المفترض أن تراقبه

Beni bekliyor olmalılar Onlara göz kulak olmalıyım. hayır?
أحيانا تنسي أنها يجب أن تراقبه

göz kulak olması için karısını aradım. Ve şimdi, o ölü.
لقد اتصلت بزوجته وطلبت منها أن تراقبه - وهى ميتة الآن -

Özellikle Vito dikkat etmen gereken biri.
(فيتو) على وجه الخصوص شخص يجب أن تراقبه.

Ona dikkat et.
أريدك أن تراقبه.

-Sana ne olduğunu sormuyorum ben anladım,sanki camdan izliyor gibiydi ve çok sakin görünüyordu ki
-لقد قلت لك أن تراقبه يا (ويلي ) -أجل لقد كنت أراقبه و كان كل شيء جيداً و فجأة -إسمع يا (ويلي )

Saddam için de öyle. Mukhabarat onu gece gündüz izliyor.
(وكذلك لـ(صدام المخابرات تراقبه ليل ونهار

Nate, Anson'a kaçışından önce ulaşabilecek tek kişi sensin, Gözünü üstünden ayırma ve ona yaklaşma.
نايت ,انت الوحيد الذي يمكنه قبض انسون قبل ان ايهرب, اذا احتاجك ان تراقبه

Onu aylardır izlediğini biliyoruz ve bir netice almak için baskı altında olduğunu biliyoruz.
,نعلم أنك تراقبه لأشهر ونعلم أنك تحت الضغط للحصول على نتائج

Bir daha müvekkilime yaklaşmayın ya da onu takip etmeye kalkmayın.
لا تتواصل مع موكلي مرة أخرى ولا تراقبه

Bana bak Jake. bana bak. O'nu izlemeni istiyorum Eller yukarıda.
أريد منك أن تراقبه أبقي يديك مرفوعتين إجعله يهجم عليك

Neden izliyordun?
لماذا كنت تراقبه ؟

Metro Polisi bir haftadan fazla süredir onu izliyormuş.
شرطة العاصمة كانت تراقبه منذ أكثر من أسبوع.