Afedersiniz, baba, sizi yalanlamak gibi olmasın ama bütün bunlar saçmalık. | Open Subtitles | عذراً يا أبى، لكنى أعارضك فما قلته للتو هو تراهات |
Ama bu saçmalık değil baba. | Open Subtitles | لكن هذهِ ليست تراهات يا أبي، إنّها الحقيقة! |
Bunu kabul edemem ki. saçmalık bu! | Open Subtitles | لا استطيع ان اوفق بهذا هذه تراهات |
- Ne kadar da Saçma böyle! - Taşlar yalan söylemez. | Open Subtitles | . ماذا , هذه تراهات - . الأحجار لا تكذب البتٌ - |
Saçma şeyler söylemiyorum. Yani, hep saçmalarım... | Open Subtitles | لا أقول تراهات أذكر العديد منها، |
Bu saçmalık, tamamen saçmalık. | Open Subtitles | إنه هراء مجرد تراهات |
Bu saçmalık, tamamen saçmalık. | Open Subtitles | إنه هراء مجرد تراهات |
Bu tamamen saçmalık. | Open Subtitles | كلّ هذا مُجرد تراهات. |
Aynı saçmalık başıma geldi şimdi. | Open Subtitles | ولكن الآن أظن بأنها تراهات |
- saçmalık değil. | Open Subtitles | لا تراهات حقيقية |
- saçmalık. - Ben de seni korumaya çalışıyordum. | Open Subtitles | تراهات - وكنت احاول حمايتك فقط - |
Bu saçmalık ve sen de bunu biliyorsun! | Open Subtitles | هذه تراهات وأنت تعلمين بذلك |
Evet, ne olduğunu biliyor. saçmalık. | Open Subtitles | نعم, اعلم به وأظن بإنه تراهات |
Bu saçmalık. İkiniz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | هذه تراهات, كلاكما تعلمان ذلك |
Politik bir saçmalık bu. | Open Subtitles | انها تراهات سياسية |
- Sana saçmalık olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | - اخبرتك انها كانت تراهات |
- Bu resmen saçmalık ya! | Open Subtitles | - يا رجل هذه تراهات |
Saçma bir söz diye düşünürdüm. | Open Subtitles | إعتدّت التفكير على أنها تراهات |
Aklından Saçma sapan her ne babalık duyguları geçiyorsa kendine sakla. | Open Subtitles | ) -أيّما تكن تراهات الأبوَّة التي تفكرّ بها، وفـّرها |
Saçma! | Open Subtitles | تراهات |
- Oh, Saçma! | Open Subtitles | - آوه , تراهات ! |