Dört gündür aralıksız arıyorum. Birine bile cevap vermedi. | Open Subtitles | إتصلت بها كل يوم لأربعة أيام، ولم تردّ إتصالاً واحداً |
Size ulaşmaya çalıştım ama telefonunuz cevap vermiyordu | Open Subtitles | أحاول العثور عليك لكنّك لا تردّ على التلفون |
Telefonlarıma cevap vermeyince paranoyaya kapıldım. | Open Subtitles | أعني، عندما لم تردّ على اتصالاتي بدأت أصاب بالذعر قليلاً |
#Ve ona nasıl# #karşılık verdiğini hatırladı# | Open Subtitles | .. وكيف أنها قرّرت أخيراً أن تردّ الضربة |
Nadia'nın bu bilgiye nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | أنت لا تعرف كم نادية قد تردّ إلى تلك المعلومات. |
- Açma sakın. | Open Subtitles | -لا تردّ عليها. |
20 kere aradım, telefonunu niye açmıyorsun? | Open Subtitles | ،لمَ لم تردّ على هاتفك لقد اتصلتُ قرابة العشرين مرة |
Ve daha sonra gelemeyeceğimi söylemek için tekrar aradım. cevap vermedi. | Open Subtitles | ومن ثمّ اتصلتُ بها لأخبرها أنّي لن أتمكّن من الحضور، فلم تردّ |
Bu çocukları dolandırıyorsan neden mektuplara cevap verirsin ki? | Open Subtitles | لو كنت تحتال على هؤلاء الفتية، فلمَ تردّ عليهم؟ |
- Buna cevap vermiyor olabilir. | Open Subtitles | ربّما لن تردّ على هذا الرّقم، لكنّي أعرف رقماً ستجيب عله بالتأكيد |
Akşam eve gitmemişsin. Telefonuna cevap vermedin. | Open Subtitles | أنت لمْ تعد للمنزل بعد ظهر هذا اليوم، ولمْ تردّ على اتّصالاتك. |
- Ona cevap verme. Onun yolunu denedik. Zamanımız kalmadı. | Open Subtitles | لا تردّ عليها، لقد نفّذنا طريقتها بالفعل و لا وقت لدينا الآن |
İnsanları görmezden gelmek hiç kibarca değil. Birisi sana soru sorduğunda cevap vermelisin. | Open Subtitles | مِنْ غير اللائق تجاهل الناس يفترض أنْ تردّ عندما يخاطبك أحد |
Bilmiyoruz. Onu kimse görmemiş ve telefonlarına cevap vermiyor. | Open Subtitles | لا نعرف، فلمْ يرها أحد، ولا تردّ على هاتفها. |
Ama oda telefonuna ve kapıya da cevap vermiyor. | Open Subtitles | لكنّها لا تردّ على هاتف غرفتها، ولا تستجيب للطرق على الباب. |
Ve sen de silahınla mı karşılık veriyorsun? Hiç görgün kalmadı mı? | Open Subtitles | وأنت تردّ بالمسدّسات هذا التصرّف غير متحضّر |
Kim düşünürdü ki onun bu iyiliğine böyle nefretle karşılık vereceğini. | Open Subtitles | لاأظن ذلك أبداً بأنك تردّ شفقته بالكراهية |
Lütfen buna acele tepki verme ve biraz düşün. | Open Subtitles | أرجو ألّا تردّ بسرعة على الرسالة لكنْ خذ وقتك في التفكير بها |
Açma! | Open Subtitles | لا تردّ على هذا! |
Andy, kardeşin beni aradı, ...çünkü sen cep telefonunu açmıyorsun. | Open Subtitles | (آندي)، اتّصلَ شقيقكَ بي لكنّكَ لا تردّ على هاتفك. |
Biraz önce ona mesaj attım fakat geri dönmedi. Neden? | Open Subtitles | -لقد راسلتها منذُ مدّه، لكنّها لم تردّ علي، لماذا؟ |
Bana kendi paramla borcunu geri ödediğinin farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | تدرك أنك تردّ لي الدَين بمالي، صحيح؟ |