Muhtemelen, arkada bir cephanelik var. | Open Subtitles | هكذا تكون الفرص توجد ترسانة اسلحة بالخلف |
Gövde kısmında küçük bir cephanelik, kokpitteki kilitli kutuda bir silah var. | Open Subtitles | أنا لدي ترسانة صغيرة من الأسلحة في بطن الطائرة مسدس في مقر القيادة هذا كل شيء |
Bu oda, sahip olabileceğimiz en büyük cephanelik. Silahlanın! | Open Subtitles | هذه الغرفة هي أفضل ترسانة يمكنأننحظىبها .. |
İstedikleri kadar çok veya az kullanabilirler ve öğretmenlerin cephanesi haline gelirler. | TED | يمكنهم استعمالها قليلاً أو كثيراً حسبما يريدون، وتكون حينها أداة مهمه في ترسانة الأستاذ. |
Terörizmle olan bu savaşta, öldürücü olmayan silahlarla dolu bir cephane inşa etmeliyiz. | TED | علينا أن ننشئ ترسانة من الأسلحة الغير مقاتلة في حربنا على الإرهاب. |
Seyircinin görebildiği her şeyin tüm kontrolünü elinde tutarak, film yapımcıları, hilelerini daha da ileri seviyelere taşımak için bir teknik cephaneliği oluşturdu. | TED | وبتحكم كامل في كل شئ يراه الجمهور، صانعوا الأفلام قد طوروا ترسانة من التقنيات لتأييد خداعهم. |
Orada bir Cephanelikleri vardır herhalde. Esaslı bir plan lazım. | Open Subtitles | محتمل أنهم يملكون ترسانة من الأسلحة والعتاد يجب أن يكون لدينا خطة واضحة |
Ya da silah deposu kurmaya çalışıyor ve bizi tehdit eden, eski İrlanda Cumhuriyet Ordusu teröristleri ile görüşüyordur. | Open Subtitles | او ربما هو سوف يبني ترسانة اسلحة وسوف يقابل ارهابي الجيش الايرلندي السابقين الذين هم تهديد لإمن الولايات المتحدة |
Kardinal bütün silahları Kızıl Muhafız cephaneliğine yolladı. | Open Subtitles | ~ الكاردينال قام بإرسالهم جميعاً إلى ترسانة الحرس الأحمر. |
3,000 Tanesi, Atlantic City'nin cephaneliğinde duruyor. | Open Subtitles | يوجد منها 3000 تقبع في قبو ترسانة أسلحة "أتلانتيك سيتي". |
Beyaz Sakal, içinde binlerce tüfek bulunan, büyük bir cephanelik kurdu. | Open Subtitles | أنشأ الملتحي ترسانة من البنادق الآلاف منها |
Demek ki, 400 milyon araç dönüştürüldü. Mükemmel bir cephanelik. | Open Subtitles | مما يعني أنه قد تم تحويل 400 مليون سيارة هذه ترسانة لا بأس بها |
Adam, pantolonunda cephanelik taşıyor resmen. | Open Subtitles | مالذي اخي قام به , ليكون محل شكوكك ؟ لديه ترسانة من الأسلحة في سرواله |
Bir cephanelik kurmam gerekiyor. | Open Subtitles | كنت واضحة في كوني أريد بناء ترسانة قنابل |
Bunun için sana bir silah lâzım. Bende de bir cephanelik var. | Open Subtitles | لتنفيذ ذلك تحتاج سلاحًا ويصادف أن لديّ ترسانة أسلحة |
Bunun çok büyük bir cephanelik olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | لا بد ليّ ان اقول لك هذا من شأنه أن يكون ترسانة كبيرة |
Ülke koca bir cephanelik gibi. | Open Subtitles | إنّ البلد بأكمله عبارةٌ عن ترسانة حربيةِ ضخمة |
Obje cephanesi olan bir düşman tehlikeli olmakla kalmaz. | Open Subtitles | عدو يَملِك ترسانة مُسلحة مِن القطع الأثرية لن يكون خطيراًً فقط |
Sence evinde silahlarla dolu bir cephanesi yok mudur? | Open Subtitles | ألا تظن أن لديه ترسانة من الأسلحة موضوعة في كافة أرجاء المنزل؟ |
Sana, afyon ticaretimize burnunu sokan herkese... korku salacak miktarda cephane getirdim. | Open Subtitles | أحضرت لك ترسانة ستثني أي شخص عن التدخل في تجارة الأفيون الخاصة بك |
Arabayla gezdikten sonra, ufak bir cephaneliği olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | بعد الركوب معه, اكتشفت أن بحوزته ترسانة أسلحة. |
Bu adamlar gayet ciddi. Cephanelikleri var. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال جادّون، ولديهم ترسانة. |
Hastamızın silahı yok. Kendi silah deposu var. | Open Subtitles | مريضنا لا يملك مسدسا انه يمتلك ترسانة |
Mutabakat, Ruslar'ın stratejik cephaneliğine girmek için gereken bir cihazın peşinde. | Open Subtitles | الكوفنانت ) يسعوا وراء جهاز سيمكنهم ) من التسلل إلى ترسانة روسيا الإستراتيجية |
Şu an Suriye'nin cephaneliğinde yüzü aşkın Sovyet yapımı satıhtan satıha füze sistemi ve esasen yüksek kusurlu püskürtücüye bağlı boru bombaları var. | Open Subtitles | الأن، ترسانة الصواريخ السورية تتكون من عدةمئاتمن صواريخسكودالسوفيتية... في الأساس قنابل أنابيب موصلة بنظام دفع غير دقيق نهائيًا |