"ترعرعنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • büyüdük
        
    • büyüdüğümüz
        
    • büyümüştük
        
    • küçükken
        
    • büyürken
        
    Birlikte büyüdük. Bizim köyün papazının oğludur. Open Subtitles لقد ترعرعنا منذ الصغر معا، إنه ابن القس في قريتنا.
    Ömer beraber büyüdük...70 yıl önce ikimiz de çocuktuk hatırlıyor musun? Open Subtitles عمر، لقد ترعرعنا معاً ألا تذكر منذ سبعون عاماً عندما كنا أطفالاً معاً؟
    Baton Rouge'da birlikte büyüdük aynı caddede, aynı yaştaydık Open Subtitles ترعرعنا في بوتون روج سويَةً في نفس الشارع ونفس العمر
    Kardeşlerimle benim büyüdüğümüz yeri görmüş olmalısın. Open Subtitles عليك ان ترى المكان الذي ترعرعنا به انا واخوتي
    Salak Yahudi. Birlikte büyüdük, ama beni tanımıyormuş gibi yapıyor. Open Subtitles اليهودي الوغد,ترعرعنا معاً و يتصرف و كأنة لا يعرفني
    Babam sayesinde kardeşim ve ben kendi başımıza büyüdük. Open Subtitles الشكر لوالدك شقيقي و أنا ترعرعنا معتمدين على أنفسنا
    büyürken katliamların korkunç hikayeleriyle büyüdük ve Jack çok korktu. Open Subtitles ترعرعنا ونحن نستمع لتلك القصص الفظيعة عن إراقة الدماء وكانت تخيف جاك، لذلك..
    Biz beraber büyüdük... Soyunma odaları, yüzme havuzları penis savaşları... Open Subtitles لقد ترعرعنا سوياً غرف تبديل الملابس، برك السباحة
    O gerçek kuzenim değil, birlikte büyüdük. Open Subtitles حسناً، هو ليس ابن عمّي الحقيقي. لقد ترعرعنا معاً.
    Aynı evde büyüdük, aynı adam tarafından sopa yedik. Open Subtitles ترعرعنا في ذات المنزل، تعرضنا للضرب من قبل ذات الرجل
    Hristiyanlarla büyüdük biz. Arkadaşlarımız onlar. Open Subtitles لقد ترعرعنا مع المسيحيين لقد كانوا أصدقاءنا.
    Beraber takılır, beraber şarkı söylerdik. Beraber büyüdük. Sonra sahneye çıkmaya başladım. Open Subtitles و , كما تعلمين , و تسكّعنا و عزفنا معاً و ترعرعنا معاً , كما تعلمين
    Hep evrende yalnız olup olmadığımızı merak ederek büyüdük, ya da birgün dünyadışı bir türle karşılaşıp karşılaşmayacağımızı düşünerek. Open Subtitles لقد ترعرعنا جميعاً نتسائل إن كنّا بمفردنا في الكون... أو لو يوم ما قد نتواجه وجهاً لوجه مع مخلوق فضائي.
    Birlikte büyüdük, birlikte bisiklete bindik. Open Subtitles ترعرعنا معاً , ركبنا الدرّاجات
    Aynı mahallede büyüdük ve birbirimizi çocukluktan beri tanırdık. Open Subtitles "جميعنا ترعرعنا بنفس الحيّ" "وعرفنا بعضنا منذ الصغر"
    Biz beraber büyüdük, ikimizde yetimiz, Atina sokaklarında beraber koşturduk. Open Subtitles لقد ترعرعنا سوياً، كلانا يتيم نحاول النجاة في شوارع (أثينا)
    - Beraber büyüdük. - Demek ortada hiç gizli saklı yok. Open Subtitles ـ لقد ترعرعنا معاً ـ إذاً، ليس هناك لغز
    Bizim birlikte büyüdüğümüz şirket olmayacak ama iyi olacak. Open Subtitles , لن تكون نفس الشركة التي ترعرعنا بها لكنها ستكون بخير
    Çocuklar, anneniz ve ben büyüdüğümüz yeri size anlatmıştık. Open Subtitles أيها الولدان لقد أخبرتكما وأمكما أين ترعرعنا
    Herifle beraber büyümüştük. Open Subtitles يا إلهي ، نصف الأولاد الذين ترعرعنا معهم؟
    Ben küçükken, o saat sabah 5'i vurup kırmızı kardinal kuşu dışarı çıktığında babam canımıza okumadan önce okula koşmamız gerektiğini anlardık. Open Subtitles بمرحلة ترعرعنا, عندما تبلغ هذه الساعة 5 صباحاً والطير الأحمر يخرج نعلم أنه يجب علينا الإسراع للمدرسة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more