Karın bölgesine o kadar odaklanmıştım ki kesim sırasındaki izleri bile patlattım. | Open Subtitles | صرفت كل تركيزي على البطن ولذلك أهملت المبادئ التجميلية للقطع |
Üstüm başım, pantolonum her yerim reçel ve cam parçacıklarıyla doluyken daha çok olaya odaklanmıştım. | Open Subtitles | كان تركيزي على المربى والزجاج المتطاير على معطفي وبنطالي |
Bir şeye odaklanmıştım. | Open Subtitles | لقد كان تركيزي على شئ واحد |
Gerek yok. Sadece kuşağa odaklanıyorum. | Open Subtitles | أنا بالغالب جاعلاً تركيزي على الحزام هنا |
Kendime odaklanıyorum. | Open Subtitles | أنا أصبّ تركيزي على نفسي |
Slade'in bana ne yapabileceğine o kadar odaklanmıştım ki kendi kendime neler yapabileceğim aklıma bile gelmemişti. | Open Subtitles | عكفت تركيزي على ما قد يضرّني به (سلايد)... ولم يخطر في بالي ما قد أضرّ به نفسي. |