Ama bugün öğrendiğime göre, bir trilyon saniye 32 bin yıla eşitmiş, | TED | و لكني قرات، ذات يوم، أن ترليون ثانية تساوي 32 ألف سنة، |
596 trilyon km uzaktaki bir gezegenin havasını tahmin etmek nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن التنبؤ بطقس على كوكب يبعد بمسافة 370 ترليون ميل عن الأرض |
Bu aptal şeyin değeri nasıl 90 trilyon $ olabilir? | Open Subtitles | كيف يكون سعر هذا الشيء الغبي يساوي 90 ترليون دولار؟ |
Senin 90 trilyon $'ın yok ama harita bunun değerinin öyle olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | حسناً, لن تأخذ 90 ترليون دولار, لكن الجدول البياني يقول بأن هذه تكلفته. |
Bu dizi bizi biz yapan 50 trilyon hücrenin her birinde bulunan koddur. | TED | هذه هي الشيفرة الموجودة في كل واحدة من ال50 ترليون خلية لدينا والتي تجعلنا من نحن عليه وما نحن عليه. |
Bu yüzden şuan ülkemin 15 trilyon dolar borcu var. | TED | والان بلدي في ديون بمقدار ١٥ ترليون دولار |
Son 10 yılı ele alırsak, OPEC'e bir trilyon dolar transfer ettik. | TED | إن أخذتم السنوات ال10 الأخيرة وجئتم بها إلى الأمام، تكونون قد حولتم للأوبك ترليون دولار. |
Bundan 10 yıl ileri gitsek ve bir varil petrolün fiyatını 100 dolarla kapatsak, 2.2 trilyon ödeyeceğiz. | TED | إن تقدمتم ل10 سنوات وحددتم سعر النفط ب100 دولار للبرميل، ستدفعون 2.2 ترليون. |
Ve bu bana şunu söylüyor: Afrika bugün 2 trilyon Dolar olan ekonomiden 2050'de 29 trilyon Dolar'a ulaşacak bir ekonomiye yol alacak. | TED | وهذا يخبرني : بأن أفريقيا سوف تنمو من اقتصاد حجمه 2 ترليون اليوم إلى 29 ترليون في إقتصادها في عام 2050 |
Yüz trilyon dersek, bir ot sapı alıp bağırsağınızdaki her bir mikrop için bir tane sap ekseydiniz, bu bir milyon futbol sahasını doldurabilirdi. | TED | تعني مئة ترليون أنكم إذا أخذتم حفنة من الأعشاب وزرعتموها لكل ميكروب يعيش في أمعائكم، سيملأ ذلك مليون ملعب كرة قدم. |
Geçen yılın Ig Nobel kazananlarının her biri bizden 10 trilyon dolar kazandılar. | TED | في السنة الماضية، أي واحد من العشرة الفائزين بجائزة ايج نوبل تلقى منا 10 ترليون دولار. |
100 trilyon dolara kadar banknotlar basmak zorunda kaldılar. | TED | وانتهى الأمر بهم يطبعون الفواتير التي كانت في فئاتها كبيرة ككبر 100 ترليون دولار |
90 trilyon Joule enerji, 1 gram kütleye eşdeğerdir. | TED | إن 90 ترليون جول من الطاقة تعادل جرامًا واحدًا فقط من المادة. |
Fakat küresel mali varlık stoğumuz her zamankinden fazla olarak 300 trilyon dolara yaklaşmakta. | TED | وحتى الآن، لدينا الأسهم العالمية للأصول المالية لم تكن أكبر مطلقاً، تقترب من 300 ترليون دولار أمربكي |
Sen tek bir hücreden meydana geldin. Anne ve babanın 10 trilyon hücre arasından bir araya gelerek yaptığı tek bir hücreden. | TED | تبدأ من خلية واحدة، الأم والأب معًا يكونون خلية واحدة، في سلسلة تصل الى 10 ترليون خلية. |
Aslında bizim dosyamızdan 200 trilyon kopya yapmak için bu yöntemi test ettik ve tüm verileri hatasız olarak tekrar elde ettik. | TED | وبالفعل لقد اختبرنا طريقة لعمل 200 ترليون نسخة من ملفاتنا، وتمكنا من استرداد كل البيانات دونما خطأ. |
Yapılmış ilk filmlerden biridir ve şimdi 200 trilyon fazla DNA'ya kopyalanmış ilk film. | TED | إنه أحد أوئل الأفلام التي أُنتجت على الإطلاق، والآن هو أول فيلم يُنسخ لأكثر من 200 ترليون مرة على الحمض النووي. |
Dünya Bankası'nın tahminine göre her yıl bir trilyon dolar rüşvet olarak ödeniyor ve bu zaten kötü olan durumu iyice kötüleştiriyor. | TED | وطبقًا لتقديرات البنك الدولي فإن ترليون دولار تدفع كرشاوي كل عام مما يزيد من سوء الوضع الذي هو سيء الآن |
Gördüğünüz üzere, bu benim küresel kamu borcu saatim, şu anda 32 trilyon ve hala artıyor. | TED | هذه هي ساعة الديون العامة العالمية الخاصة بي كما ترون فهو ٣٢ ترليون وبازدياد |
Sen hep başlarına bir iş kazası geldiyse onlara nasıl bir trilyon papel alınacağını anlatırsın. | Open Subtitles | انك تخبر الناس دائما بانك ستحصل لهم على ترليون دولار اذا حدث لهم حادث فى العمل. |
Örneğimizde: küçük metal parçasını oluşturan trilyonlarca atomun hepsi duruyor ve aynı zamanda bu atomlar yukarı ve aşağı hareket ediyorlar. | TED | من جهة .. هناك ترليون ذرة قد شكلت الجسيم المعدني هذا وهي ثابتة ولكن في نفس الوقت هذه الذرات تتحرك الى الاعلى والاسفل |