Oğlunuz dün bir veli toplantısı yapmış... ve Trenton'daki bir Fransız fırınına... sınıf gezisi düzenlemeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | و لقد قام إبنكم بعقد إجتماع للأباء أمس و كان يخطط للقيام برحلة ميدانية إلى مصنع الخبز الفرنسي في ترنتون |
Senin gibiler Trenton Eyalet Hapishanesi'nde çok dayanmaz. | Open Subtitles | الرجال أمثالك لا يستمرون طويلا في سجن ترنتون |
Trenton'da müebbet, idam cezası gibi olabilir. | Open Subtitles | الحياة في ترنتون قد تكون اشبه بحكم اعدام |
En son görüldüğü yer, Trenton, New Jersey. | Open Subtitles | آخر مرّة رأى, ترنتون, نيو جيرسي |
Triton'un kızı benim olacak. Onu kıvrandıracağım. | Open Subtitles | إبنة ترنتون ستكون مِلكي أنا, وهذا سيجعله يدور حول نفسه. |
- Bu yanınıza kalmayacak! - Bizi rahat bırak Sir Trenton. | Open Subtitles | -لن تفلت بهذه العمله اتركنا وشاننا سير ترنتون |
Sarı humma belası Philadelphia'yı terk ettikten ve hükümet işine devam edebilecek duruma geldikten sonra Trenton'dan ayrılacağım ve başkente döneceğim. | Open Subtitles | عندما نتخلص من الحمى الصفراء التي في "فيداليفيا" يمكن للحكومة إستأناف عملها انا سأغادر "ترنتون" واعود للمدينة |
Trenton'dan ajanları yollayın. İlk trenle geliyorum. | Open Subtitles | لترسل رجال شرطة من "ترنتون." سآتي على متن أول قطار. |
Trenton'dan memur yollayın. İlk trenle geleceğim. | Open Subtitles | لترسل رجال شرطة من "ترنتون." سآتي على متن أول قطار. |
Trenton'da bir kliniğe gitmiştik. Bademciklerim iltihaplanmıştı. | Open Subtitles | ذهبنا لعيادة في ترنتون كان حلقي ملتهبا |
Ama Aman paralı askerleri Trenton'daysa İngilizler kesinlikle değildir. | Open Subtitles | ولكن لو أن المرتزقة الألمان "متواجدين بـ"ترنتون إذاً فالبريطانيون بالتأكيد لن يكونوا هناك |
Alman paralı askerleri Trenton'daysa İngilizler kesinlikle değildir. | Open Subtitles | ولكن لو أن المرتزقة الألمان "متواجدين بـ"ترنتون إذاً فالبريطانيون بالتأكيد لن يكونوا هناك |
O gece Edward Trenton adında bir adamı boğazını keserek öldürdün. | Open Subtitles | إنها كانت الليلة التي ذبحت وقتلت (فيها رجل يدعى (إيدوارد ترنتون |
Washington'un onu Trenton'da nasıl kandırdığını konusunda Charlie'yi köşeye sıkıştırma şansını kaçıramam. | Open Subtitles | لا يمكنني تفويت فرصة مضايقة (تشارلي) بشأن خداع (واشنطن) له في (ترنتون) |
Doğru, Trenton. | Open Subtitles | .. هذا صحيح ترنتون |
Trenton'a gidemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أذهب لسجن ترنتون |
Cuma akşamları Trenton'da seramik kursu buldum. | Open Subtitles | وجدتُ صفاً لأعمال الخزف في (ترنتون) ليالي الجمعة |
O zaman neden Trenton'daki bir kafede öğle yemeği yediğini gösteren faturası var? | Open Subtitles | فلمَ لديها إذن وصل بطاقة ائتمان للغداء من مقهى (ترنتون)؟ |
Salı günü Trenton'da çalıştım. Pazartesi günü de fuardaydım. | Open Subtitles | عملتُ في (ترنتون) يوم الثلاثاء، وعملتُ بمؤتمر القمّة يوم الاثنين |
Kral Triton iyi bir gününde olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الملك "ترنتون" في مزاج جيد اليوم. |
Triton'u mahvetmek için ihtiyacımız olan anahtar o. | Open Subtitles | ربما تكون المفتاح لهلاك ترنتون. |