İlmeklendiğinde sadece kendisinin takip edebildiği bir şeyler görüyor. | Open Subtitles | إنها ترى أشياء يبنما تكون في الداخل لذا هي الوحيدة التي يمكنها المتابعة |
İnsanlar bir şeyler görüyor, bir şeyler duyuyor, ondan sonra da güm. | Open Subtitles | ماذا تقصد ؟ الناس ترى أشياء أو تسمع أشياء ثم .. |
Uyandığımızda bir şeyler görüyordu. | Open Subtitles | وعندما استيقظت, كانت ترى أشياء |
Bir şeyler gördüğünü söylüyor. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ترى أشياء |
Ve böylece gözlerimiz normalde insan gözü için çok küçük olan şeyleri görebiliyor. | Open Subtitles | و أعيننا يمكن أنّ ترى أشياء في العادة تكون صغيرة للغاية لرؤيتها بالعين المجردة |
Tamam, senin birşeyler gördüğünü biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أعلم انك ترى أشياء |
Bazen insanlar olmayan şeyler görmeye başlar. | Open Subtitles | أحياناً الناس ترى أشياء ليست موجودة |
Nick, bizim göremediğimiz şeyler görüyor musun? | Open Subtitles | "نيك"، هل ترى أشياء لا يمكن للبقية رؤيتها؟ |
Hâlâ bir şeyler görüyor. | Open Subtitles | ما تزال ترى أشياء |
Hâlâ bir şeyler görüyor musun? | Open Subtitles | هل ما زلت ترى أشياء ؟ |
Ortalıkta olmayan şeyler görüyordu. | Open Subtitles | لقد كانت ترى أشياء لم تكن موجودة |
Bir çok insanın görmezden geldiği küçük şeyleri görebiliyor bir fark yaratan şeyleri. | Open Subtitles | ترى أشياء .. و تفاصيل دقيقه .. يتجاهلها معظم الناس . |
Kusmalar bitince bir şeyler görmeye başlarsın. | Open Subtitles | حينما تقوم به، ترى أشياء |