Bana kendi söyledi. O da oyundaydı, görmedin mi? | Open Subtitles | لقد أخبرتني بذلك اليوم الم تريها في المسرحية ؟ |
O izleri görmek istemiyor musun? | Open Subtitles | هل تريدين رؤية هذه الندوب التى لم تريها من قبل؟ |
Beş dolara bir çiçek şeridi alıp anakaradakilere göstermek için resim çektirebilirsin. | Open Subtitles | ؟ بخمس دولارات يمكنك الحصول عليها وتتصور من اجل ان تريها لأهلك |
Bana göstermek istemediğini biliyorum, ama göstermelisin. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تريد أن تريها لي لكن يجب عليك |
O kızla çok dolaşıyorsun. Onu bu kadar sık görmeni istemiyorum. | Open Subtitles | .أنتي تقضين الكثير من وقتكي معها .لا أريدكي أن تريها كل يوم |
Benim geldiğim yerde, senin hiç görmediğin renkler vardır. | Open Subtitles | المكان الذي أتيت منه، يوجد به ألوان لم تريها من قبل |
Doğru söylüyor. Onu bir de makyajsız görmelisin. | Open Subtitles | . هى على حق . أنتى يجب أن تريها بدون هذه الأضافات |
Yalnız henüz okyanusun bu yakasında görmedin. | Open Subtitles | المشكلة انك لم تريها فى هذة الدولة من قبل |
İyi dinle hedef oyuncağı, böylesini daha önce görmedin. Cidden mi? | Open Subtitles | إنتبهي، دمية الأهداف لم تريها من قبل هكذا |
Oldukça emin misin? Ama hiç görmedin. | Open Subtitles | أنت متأكدة ولكنك لم تريها ابدأ |
Sadece bir kaç topal şey-- görmek istemeyeceğin birşey. | Open Subtitles | فقط بعض الأشياء العادية أشياء لا تريدين أن تريها |
görmek istiyorsan, bilmiyorum belki yarın görebilirsin. | Open Subtitles | إذا أردتي ان تريها ,لاأعلم لَرُبَّمَا غداً يُمْكِنُك ذلك |
Onu gerçekten önemsediğini göstermek istiyorsan istediği şeyi al. | Open Subtitles | إذا كنت تود أن تريها أنك تكترث حقاً فقط أحضر لها ما تريده حقاً |
Chris bak, bir kadının bir sürü seçeneği vardır sen ona diğer erkeklerde olmayan bir şey göstermelisin. | Open Subtitles | كريس انطر المراء لديها الكثير من الخيارات, لدلك يجب ان تريها شي يفضلك عن باقي الشباب |
Belki de mutfağı nasıl batırdığımı görmeni istemiyorumdur. | Open Subtitles | حسناً ، ربما أيضاً أكون قد قمت بالكثير من الفوضى فى المطبخ ولم أردك ان تريها |
Penelope, daha önce görmediğin çok şeyim var. | Open Subtitles | عزيزتي، هناك العديد من أغراضي لم تريها من قبل |
Mutlaka görmelisin. Hadi gel, bakalım. | Open Subtitles | يجب أن تريها ألقي نظرة على هذه تعالي هنا |
Ona etrafı göster ve kurallardan bahset ve 208 nolu odaya yerleştir. | Open Subtitles | حسناً لما لا تريها المكان وتخبرها بالقواعد وأرشدها للغرفة 208 |
Çünkü bir daha asla görmeyeceksin. | Open Subtitles | .. لأنكِ لن تريها مرة أخرى أبداً |
Neden Carla'yı bulup kostümünü ona göstermiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تذهبي و تجدين كارلا و تريها هذا ؟ |
Olması gereken bu. Yakında gidecek. görmen gerekmeyecek. | Open Subtitles | إنها لوحة ستباع بعد أيام لا داعي لأن تريها |
İlk gördüğün anda söyleme kuralını ne zaman koyduk? | Open Subtitles | عندما عملنا القاعدة التي يجب عليك أن تستدعيها بمجرد أن تريها |
Ben çocukken görecektin onu sen. | Open Subtitles | إنكِ لم تريها عندما كنتُ صغيراً |
Burada önemli olan onları daha önce asla görmemeniz, görmediniz değil mi? | Open Subtitles | النقطة هي أنك لم تريها من قبل أليس كذلك ؟ |
Bir süredir onu göremedin, değil mi? | Open Subtitles | ألم تريها قليلا,هل فعلتى؟ |