"تسأم" - Translation from Arabic to Turkish

• sıkıldığın
• bıkıp
• bıkmadı
• bıkmadın
• yorulmadın
• sıkıldığında
• sıkılmıyor

Bebeklerinle oynamaktan sıkıldığın oluyor mu?
ألم تسأم أبدا من لعبك المطاطية؟

Hey Marshall, hiç yanılmaktan sıkıldığın olmuyor mu?
يا مارشال, ألم تسأم من كونك مخطىء ؟

Halk artık senin çığlıklarından bıkıp, evlerine döndüğünde...
عندما تسأم حشود العامة من صرخاتك َ وتعود إلى بيوتها

Daha bıkmadı. Bulaşıkları yıkıyorum.
لم تسأم بعد فأنا أغسل الأطباق.

Pisliklere bebek bakıcılığı yapmaktan bıkmadın mı?
ألا تسأم أحياناً من عملك كراعي لحثالة الناس؟

Senin evin burası yorulmadın mı artık ?
لديك منزلاً هُنا. ألم تسأم عدم حصولك على شيئ؟

Kimberly bu tip götverenlerle takılmaktan sıkıldığında benim sevimli birisi olduğumu hatırlayacak ve bana şans verecek.
! رائع - و التي هي ، أنّها عندما تسأم - من مواعدة هذا النوع من الحمقى

Kuralları bozup pis şakalar yapan suçluları kodla izlemekten sıkılmıyor musun?
(قل لي شيئاً (غارسيا ...ألا تسأم من تعقب المجرمين الذين يخرقون حظر التجوّل ويقولون نكات سيئة؟

Beni sikmekten sıkıldığın zaman da bir hiç olacağım.
وعندما تسأم معاشرتي، سأغدوا نكرة.

Filmlerdeki hayalet gören kızlara yaptıkları gibi,benden bıkıp,başından atmayacaksın,değil mi?
أنت لن تسأم مني وتهجرني من أجل إحدى الفتيات التي ترى الأشباح فقط في الأفلام؟

Bir şeylerden bıkıp kendini uzaklara attığını biliyorum ama yuvana geri dönebilirsin.
أعلم أنك تسأم من الأمور وتهرب لكن يمكنك العودة.

Didi daha senden bıkmadı mı?
ألم تسأم منك "ديدي" بعد؟

Kazanacağından emin olduğun dövüşlere girmekten bıkmadın mı?
ألم تسأم من معركة أنت تعرف بأنك ستفوز بها

Hiç Maine dışına çıkmadı ki! Çam ağaçlarından bıkmadın mı, Homer?
ألم تسأم من أشجار الصنوبر هومر؟

Her gece aynı şeyleri yapmaktan, aynı insanları görmekten aynı müziği dinlemekten yorulmadın mı?
ألا تسأم القيام بنفس الأشياء كل ليلة ورؤية نفس الاشخاص والاستماع لنفس الموسيقى؟ ذلك من واجبات العمل

Ailenin arkasını toplamaktan yorulmadın mı?
ألا تسأم من تنظيف الفوضى التي تخلفها عائلتكَ ؟

- Peki sıkılmıyor musun?
-ألا تسأم منهم أبداً ؟