"تسارع" - Translation from Arabic to Turkish

    • hızlı
        
    • hızlandı
        
    • taşikardi
        
    • hız
        
    • hızı
        
    • hızlanma
        
    • hızlanması
        
    • hızına
        
    • hızlanıyor
        
    • taşikardisi
        
    • hızlandırıcı
        
    • hızlandığını
        
    Bu hızlı tempodaki tahribattan dolayı, bizim ve ortaklarımızın yaptığımız çalışmaları hızlandırmamız gerektiğini anlamış bulunmaktayız. TED بسبب تسارع نسق التدمير، اتضح لدينا أن كنا نحتاج لتحدي أنفسنا وشركائنا لتسريع عملنا.
    Ve bu artış, ölçümlerin başladığı 9 yıldan bu yana hızlandı. TED وقد تسارع المعدل منذ بدء القياسات قبل تسع سنوات.
    Pekâlâ. Süperventrikül taşikardi. Adenozin, 1 mg. Open Subtitles حسناً، تسارع شديد بضربات القلب أحضروا الأدينوسين، ملليجرام، عن طريق الوريد
    Bir foton, bundan başka bir hız bilmez ve biz de sıfırdan azami hıza anında ulaşan bir başka fenomenle karşılaşmış değiliz. Open Subtitles ولم نجد أي ظاهرة أخرى يحصل فيها تسارع من الصفر الى أسرع سرعة ممكنة بشكل فوري لا شيء أخر يتحرك بهذه السرعة
    Eğer sosyal ağların üst lineer eğimi üzerinden konuşursak, birim başına daha fazla demektir, teori der ki; hayatın hızı artar. TED إذا كانت هذه هي الشبكات و تدرجها الخطي الفائق اكثر للفرد الواحد في هذه الحالة النظرية تقول أنك زدت تسارع الحياة
    Bu etiket yer ve derinliği ölçüyor ve ani hızlanma ile tetiklenen gerçekten küçük, hoş bir kamerası var. TED لتقوم بقياس الموقع والعمق، كذلك مرفق بها كاميرا صغيرة لطيفة تعمل عند حدوث تسارع مفاجئ.
    Evet iyi. Kalp ritminin hızlanması, terleme, baş dönmesi, göğüs ağrısı. Open Subtitles تسارع نبضات قلبه ودوخته وألم صدره
    Dua et ışık hızına çıkmasın. O zaman asla yakalayamayız. Open Subtitles لنأمل ألا يكون قد تسارع لن مكننا الإمساك به حينها
    Kenya da hızlanıyor. TED وكينا اليوم تسارع الخُطى ايضا
    Kalbiniz daha hızlı çarpabilirdi nefes alışınız hızlanabilirdi ya da kan ter içinde kalabilirdiniz. TED وقد تكون قلوبكم تدق بسرعة، وربما تسارع تنفسكم، وتعرقتم.
    Aranıza yeni katılan arkadaşlar çok hızlı gelişen olaylar nedeniyle biraz şaşkınlık yaşamış olabilirler. Open Subtitles ربما بعض الفتيان الجدد يعانون من بعض الحيرة بسبب تسارع الأحداث عليهم منذ وصولهم الى هنا
    Yaşam formları daha sonradan oldukça hızlı bir oranda büyüyor. Open Subtitles نما أشكال الحياة في وقت لاحق في معدل تسارع إلى حد كبير.
    Kalbim hızlandı. Her şey harika gidiyor. Open Subtitles معدل نبضات قلبي تسارع الأمر يسير على ما يُرام
    Donmuş toprağın buzun erimesi mi hızlandı? Open Subtitles هل تسارع معدل ذوبان طبقة الجليد الخارجية؟
    Geçirdiği kriz yüzünden EKG'sinde beklenen bir taşikardi göründü. Open Subtitles و رسم القلب أوضح تسارع القلب المتوقع من مجهود الأزمة
    Geçirdiği kriz yüzünden EKG'sinde beklenen bir taşikardi göründü. Open Subtitles و رسم القلب أوضح تسارع القلب المتوقع من مجهود الأزمة
    CA: Yani her şey orada başladı ve hız kazandı. TED كريس: لذلك بدأ الأمر هناك، ولكن تسارع بعدها.
    Sanayi devrimi ile birlikte bu yok oluşun hızı da arttı. Open Subtitles وَ مع انبثاق الثورة الصّناعية، تسارع معدّل انحسار الغابات.
    Bilgisayar izleme grafikleri yerçekimi sabitine bağlı olarak sürekli bir hızlanma öngörüyor. Open Subtitles نماذج تتبع المسار تتوقع تسارع مطرد نتيجة للجاذبية الأرضية
    Alfa Romeo'nun hızlanması mükemmel dört çekerli ve de disk frenli iç dizaynı ve işçiliği mükemmel çekiş gücü de öyle. Open Subtitles الـ(الفا روميو) بها تسارع كبير، دفع رباعي قرصية الفرامل، فخمة من الداخل، وبها نظام مانع انزلاق عظيم.
    Dua et ışık hızına çıkmasın. O zaman asla yakalayamayız. Open Subtitles لنأمل ألا يكون قد تسارع لن مكننا الإمساك به حينها
    Evrim hızlanıyor. TED التطور في تسارع مستمرّ.
    Hastanın paroksismal taşikardisi var. Sinüs ritmine döndürmek için kardiyoversiyon yaptık. EKG ve sestamibi görüntülemesi yapacağız. Open Subtitles تعرّض المريض لنوبة تسارع بالقلب وقد أرجعناه إلى النظم الجيبيّ
    Tek menzilli roket, en iyi doygunluk ve ısı dağılımı için soğuk hızlandırıcı miksere yakıt dolduruyor. Open Subtitles نعم مرحلة وحيدة من التقوية لتدعم تسارع البرد يخلط ليتشبع جيدا ويفرّق الحرارة
    Konnie, buzun neden hızlandığını ve denize yayıldığını anlamaya çalışıyor. Open Subtitles يحاول كوني معرفة سبب تسارع الجليد وتوقفه عند ولوجه البحر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more