Siz çok seyahat yapıyorsunuz, değil mi? Bunun için sigorta yaptırmalısınız. | Open Subtitles | لابد وأنك تسافر كثيراً أيضاً, صحيح أنت تحتاج تأميناً بالطبع, أليس كذلك ؟ |
Annemin söylediğine göre, annem Güney Amerika'yı ziyaret etmek istemiş, çok seyahat ediyormuş ve bir grup insanla tanışmış. | Open Subtitles | مما أخبرتني به والدتي، هو أنها كانت تريد... زيارة أمريكا الجنوبية. فكانت تسافر كثيراً... |
- çok seyahat ediyor olmalısın. | Open Subtitles | -لا مشكلة -أنت يجب أَن تسافر كثيراً |
Belki Bolivya'ya o kadar çok seyahat etmemiş olsaydın, o bunu... | Open Subtitles | "لا ، ربما لو لم تكن تسافر كثيراً في "بوليفيا ...أو غير ذلك ، كانت لتفكر - مهلاً ، مهلاً ، مهلاً ، مهلاً - |
Onu pek göremiyorum, çok fazla seyahat ediyor. Ayrıca, onun da selamı var. | Open Subtitles | من الصعب رؤيتها ، تسافر كثيراً ترسل تحياتها لك أيضاً |
İş için çok seyahat ediyor olmalı. | Open Subtitles | إنها تسافر كثيراً للعمل |
- Sanıyorum çok seyahat ettin. | Open Subtitles | -أفهم أنّك تسافر كثيراً |
Avery NBC Haber'in garip yerlerdeki sarışınlar programının bir parçası olarak çok fazla seyahat ediyor. | Open Subtitles | ليس في الواقع, (أفري) تسافر كثيراً هذه الأيام, وذلك في مبادرة إن بي سي لدفع الشقراوات لإذاعة الأخبار من أماكن غريبة, |