"تستطيعون" - Translation from Arabic to Turkish

    • Siz
        
    • misiniz
        
    • musunuz
        
    • yapabilirsiniz
        
    • yapamazsınız
        
    • görebilirsiniz
        
    Yani evinizin ön kapısının yanında bir düğme olduğunu, Siz evden ayrıldığınızda buzdolabı hariç her şeyi kapatabildiğinizi hayal edin. TED ولكن تخيلوا لو أن لكل منزل مفتاح كهربائي بجانب الباب الأمامي، وعندما تغادرون المنزل تستطيعون إطفاء كل شيء عدا الثلاجة،
    Olay şu ki, onu Siz yok edemezsiniz. Hiç bir cadı edemez. Open Subtitles المشكلة في هذا، أنكم لا تستطيعون هزمها ولا يمكن هذا لأي ساحرة
    Brady çocukları merdivenden inerken çalan müziği çalabilir misiniz? ("That 80's Show") Open Subtitles هل تستطيعون عمل ذلك الشيء عندما ينزل اطفال برادي من الدرج ؟
    Amerika'nın neden dünyanın en iyi ülkesi olduğunu söyleyebilir misiniz? Open Subtitles هل تستطيعون القول لماذا أميركا هي أعظم دولة في العالم؟
    Kızıl saçını görebilirsiniz, bilmiyorum burnundaki halkayı görebiliyor musunuz? TED تستطيعون رؤية الشعر الأحمر، ولا أعرف إن كان بإمكانكم رؤية الحلق في الأنف هناك.
    Siz, zamanınızla çok daha iyi şeyler yapabilirsiniz. TED أتصور أنكم تستطيعون القيام بأمور أحسن في وقتكم.
    Eğer tanım vermezseniz bunu yapamazsınız. TED أنتم لا تستطيعون فعل هذا إن لم تعطوا تعريف
    Bu ufak gruplar içinde çizgilerin nasıl oluştuğunu görebilirsiniz....bum...bum....bum.... TED و تستطيعون رؤية كيف تتشكل الخطوط في هذه المجموعات الصغيرة خط، خط، خط، خط.
    Her şeyin yolunda olduğunu söylerim. Ve o gider. Sonra Siz de gidersiniz. Open Subtitles أستطيع اخبارها بأن كل شيء بخير ومن بعدها ستذهب ومن ثم تستطيعون الذهاب
    Siz, benim erzak arabamı alır ve teslimatı yaparsanız kampın içerisine girebilirsiniz. Open Subtitles لكن لو اخذتم عربه المؤن و قمتم بالتوصيل، .تستطيعون الدخول الي المعسكر
    Siz ve sizin imahkemelerinizin onun üstünde hiçbir yetkisi yok, Mr. Deane. Open Subtitles و أنت و محكمتك الانجليزيه لا تستطيعون السيطره على ذلك, سيد دييد
    Muhtemelen Siz geri kalanını birleştirebilirsiniz. TED ربما الان تستطيعون ربط الباقي من الاسم معاً.
    Amerika'nın neden dünyadaki en harika ülke olduğunu söyleyebilir misiniz? Open Subtitles هل تستطيعون القول لماذا أمريكا هي أعظم دولة في العالم؟
    Böylece, bunu okuyabilecek misiniz bilmiyorum. TED وهنا فقرة من الكتاب، لا أدري إن كنتم تستطيعون قراءة هذا.
    Bunun çevirisi ise, bana bir ayak inşa etmem için yardım eder misiniz? TED وترجمة ذلك هو، هل تستطيعون مساعدتي لبناء قدم ؟
    Ve gerçekten 130 parçayı aynı anda çalıştırabilir misiniz? TED وهل تستطيعون جعل 130 منها في المكان الصحيح مرة واحدة؟
    Baktığı, işte bu kadın ve onun için gelmiş. Görebiliyor musunuz? TED هي الفرد الذي ينظر له، وهي التي سيأتي لها. هل تستطيعون رؤية ذلك؟
    Sizce tüm insan topluluklarını bu şekilde tanımış ve kabul etmiş olsaydık dünya bugün nasıl bir yer olurdu hayal edebiliyor musunuz? TED هل تستطيعون تخيل كيف سيكون العالم اليوم لو تعاملنا مع كل البشر بنفس الطريقة؟
    Arıları korumak veya onlara yardım etmek için ne yapabilirsiniz? Gelecekte sürdürülebilir şehirler hakkında ne düşünüyorsunuz? TED ماذا تستطيعون فعله للحفاظ على النحل ومساعدتهم أو لنفكر باستدامة المدن في المستقبل؟
    Eğer ben bunu kendim için yapabiliyorsam, Siz de kendiniz için yapabilirsiniz. TED إذا استطعت أن أفعل ذلك بنفسي، فأنتم تستطيعون ذلك.
    Bir arabayı göz alıcı bir şekilde resmedebilirsiniz, ama aynı şeyi trafik için yapamazsınız. TED إذاً تستطيعون تكوين صورة سيارة تم شهرها ولكن لا يمكنكم تكوين صورة عن ازدحام باهر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more