Bir şey kesin. Bu sıcakta Burada kalamaz. | Open Subtitles | حسنا ، شيء واحد أكيد أنها لا تستطيع البقاء هنا في هذا الجو الحار |
Burada kalamaz. Bebek geliyorken bir de. | Open Subtitles | حسناً، لا تستطيع البقاء هنا ليس مع كوني حبلى |
Burada kalamazsın, baba. Saklanmalısın. | Open Subtitles | انت لن تستطيع البقاء هنا , أبى أنت يجب ان تتختفى |
Burası yemek odası. Burada kalamazsın! Çık dışarı! | Open Subtitles | تلك غرفة الطعام أنت لا تستطيع البقاء هنا . |
Üzgünüm, burada kalamazsınız. Otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
Üzgünüm, burada kalamazsınız. Otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
İstersen burada oturup ölebilirsin, ama ben vazgeçmiyorum. | Open Subtitles | تستطيع البقاء هنا والموت لكن أنا لن أستسلم |
Siz burada kalamıyorsanız ben sizinle Cumhuriyet Şehri'ne gelirim. | Open Subtitles | إذا كنت لا تستطيع البقاء هنا سأعود معك إلى العاصمة |
Burada kalamaz. Kurallarımız var. | Open Subtitles | لكن لا تستطيع البقاء هنا مع ذلك لدينا قوانين |
Burada kalamaz. | Open Subtitles | لا تستطيع البقاء هنا |
Hiç komik değil, Blair. Burada kalamaz. | Open Subtitles | ليس مضحكًا يا (بلاير) لا تستطيع البقاء هنا |
Sonsuza kadar Burada kalamazsın. | Open Subtitles | لا تستطيع البقاء هنا الى الابد |
Üzgünüm Finn ama burada... kalamazsın. | Open Subtitles | أنا آسف يا فين لكنك لا تستطيع ... البقاء هنا |
Burada kalamazsın, canım. | Open Subtitles | انت لا تستطيع البقاء هنا عزيزي |
burada kalamazsınız. Arabayı çekin. | Open Subtitles | لا تستطيع البقاء هنا عليك أن تحرّكها من هنا |
- burada kalamazsınız! | Open Subtitles | فلا تستطيع البقاء هنا.. |
İstersen burada oturup ölebilirsin, ama ben vazgeçmiyorum. | Open Subtitles | تستطيع البقاء هنا والموت لكن أنا لن أستسلم |
Siz burada kalamıyorsanız ben sizinle Cumhuriyet Şehri'ne gelirim. | Open Subtitles | إذا كنت لا تستطيع البقاء هنا سأعود معك إلى العاصمة |