Güzel görünmeni istiyorum ama acele de et. | Open Subtitles | أريدك أن تبدين جميلة، ولكني أريدك أن تستعجلي قليلا. |
acele etsen iyi olur, havuz kenarındaki bedava içkiyi kaçıracaksın. | Open Subtitles | لكنّ يفضل أن تستعجلي أنت ستفوتك المشروبات على البركة |
acele etsen iyi olur, havuz kenarındaki bedava içkiyi kaçıracaksın. | Open Subtitles | لكنّ يفضل أن تستعجلي أنت ستفوتك المشروبات على البركة |
Belki her şeyi atmak için bu kadar aceleci olmamalısın. | Open Subtitles | انظري ربما يجب ان لا تستعجلي في التخلص من كل هذه الاشياء |
Onu sakinleştirmeye çalışıyorum ancak keşke aceleci davranmasaydınız. | Open Subtitles | إنني أحاول إقناعها ولكنني أتمنى لو لم تستعجلي |
Bu kadar aceleci olma. | Open Subtitles | لا يجب عليك أن تستعجلي في قرارتك |
Bu cadı son kadar güçlü ve o kadar hızlı bir şekilde yakarsınız. | Open Subtitles | هذه الساحرة قوية مثل سابقتها وهي ستحترق إذا لم تستعجلي |
O yüzden lütfen acele eder misin? | Open Subtitles | لذا, هل يمكنكِ أن تستعجلي هذا من أجلي رجاءً ؟ |
Biliyorum çok acele ediyorsun Avukat olmak için | Open Subtitles | تعلمين، من الأفضل أن تستعجلي لتكوني محامية سوف يحتاجك. |
acele etme tatlım. Kapıya ulaşması bir saat sürer. | Open Subtitles | لا تستعجلي يا عزيزتي سيستغرق ساعة ليصل إلى الباب الأمامي. |
Hannah, oturabilirsin. acele etmen gerekmiyor. | Open Subtitles | مهلاً هانا يمكنك الجلوس ليس عليك أن تستعجلي في الخروج |
Sana ihtiyacımız var, ama acele etme. | Open Subtitles | نحن بحاجة إليك ِ, ولكن لا تستعجلي |
Hiç olur mu! Dönmek için de acele etme sakın. | Open Subtitles | لا إطلاقاً، ولا تستعجلي في العودة. |
acele etmene gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب عليكي أن تستعجلي في الرحيل |
Dur biraz, aceleci davranma! | Open Subtitles | أنتظري، لا تستعجلي |
Sabırlı olmalısın. Yuki, bu kadar aceleci olmamalısın. | Open Subtitles | لا يجب أن تستعجلي الأمور يا (يوكي). |
- İstediğin ne varsa. - Hayır bu kadar hızlı kabul etme. | Open Subtitles | اطلبي ماشئت - لا ، لا تستعجلي على الموافقة - |