| Bir yolunu bulacağımızı söyleyip duruyorsun ama henüz bulabilmiş değiliz. | Open Subtitles | أنا اعلم أنك تستمر فى أنكستجدحل ... ولكننا لن نجد |
| Liseden beri bunu söyleyip duruyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تقول هذا مُنذ المدرسة الثانوية و تستمر فى قول هذا. |
| Evet,bu Sürekli söylediği saklambaç şarkı... bana sanki bir çocuğu arıyormuş gibi geldi | Open Subtitles | أغنية الاستغماية هذه التى تستمر فى ترديدها تجعلنى افكر فى انها تبحث عن طفل |
| Yani Sürekli avlanıp tekrar beslenmeyi beklemek. | Open Subtitles | أنت فقط تستمر فى الصيد تنتظر أن تتغذى مرة أخرى |
| Bana bişeyler gösterip duruyor ama neden bilmiyorum | Open Subtitles | تستمر فى إظهار اشياء لى و انا لا اعرف لماذا |
| Sonra devam et, devam et. Kitap insanların yaşadığı yere kadar. | Open Subtitles | ثم تستمر فى السير حتى تصل إلى حيث يعيش الناس الكتاب |
| Ama bana tuhaf hediyeler verip duruyorsun her gün. | Open Subtitles | لكنك تستمر فى إعطائي هدايا غريبة كل يومن. |
| Geleceğin hep bu şekilde olmadığını söyleyip duruyorsun öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً , انت تستمر فى القول أن المستقبل لم يكن دوماً هكذا , صحيح؟ |
| - Yalan. - Söyleyip duruyorsun. | Open Subtitles | انها اكذوبه اذا انت تستمر فى اخبارى |
| - Bu güzel. - Neden bunu söyleyip duruyorsun? | Open Subtitles | هذا لطيف لماذا تستمر فى قول ذلك ؟ |
| Neden odama gizlice girip duruyorsun? | Open Subtitles | لم تستمر فى اقتحام غرفتى ؟ |
| Niçin Sürekli ona vurup duruyorsun? | Open Subtitles | لماذا تستمر فى ضربه؟ |
| Ama numara, en azından 12 farklı sunucu üzerinden dolaşıyor ve sıralaması da Sürekli değişiyor. Hadi! | Open Subtitles | وهى تستمر فى الدوران عائدةً إلى بعضها البعض |
| Choi Kang Chi denen efsanevi yaratığın koku alma yetisi çok iyiymiş o yüzden tütsünün Sürekli yandığından emin ol. | Open Subtitles | سمعت ان حاسة شم الكائن السماوى تشوى كانج تشى قوية للغايه بالتالى احرص على ان تستمر فى حرق البخور |
| Sürekli arayıp duran Hayley adlı kız mı? | Open Subtitles | إنها تلك الفتاة الشقراء التى تستمر فى الإتصال؟ |
| Sürekli söz verip özür diliyorsun, ama gerçekten yapmıyorsun. | Open Subtitles | أنت تستمر فى إلقاء الوعود والإعتذار ولكنك حقاً لا تفى بها |
| Yavru köpeğiyle çekilmiş resimlerini gönderip duruyor. | Open Subtitles | لذا أنها تستمر فى أرسالى صوراً عنها مع جروها |
| Çünkü Samantha, Hannah ile oynayacağı zamanı sorup duruyor. | Open Subtitles | لأن سمانتا تستمر فى سؤالى لتحظى بموعد لعب مع هانا |
| Destiny'nin tek yapması gereken doğru eşleşmeyi bulmaksa neden frekansı değiştirip duruyor? | Open Subtitles | هو العثور على تماثل لماذا تستمر فى الدوران من الأساس لأن التماثل والمحافظه |
| Konuşmaya devam et, anlarım belki. | Open Subtitles | لماذا لا تستمر فى الحديث؟ بينما أخمن أنا هذا |
| - Geçmiş öldü. - Sen böyle düşünmeye devam et... | Open Subtitles | الماضى انتهى اجل بالطبع ولكنك تستمر فى التفكير فية |
| Sen düşünmeye devam et. | Open Subtitles | سوف تستمر فى ظنك انك كنت تحبها |