| İdam edilen her dokuz kişi için bir kişinin suçsuz olduğunu tespit ettik ve o kişi salıverildi. | TED | فمن بين كل تسعة أشخاص مُعدَمين ، تمكّنا من تحديد شخص بريء تمت تبرأته وإنقاذه من الإعدام. |
| 53 yıl önce bugün, dokuz kişi tam bu alanda kamp kurdu yemek yedi ve uykuya daldı. | Open Subtitles | قبل 53 سنة نصب تسعة أشخاص المخيم في هذا المكان وتناولوا العشاء وذهبوا للنوم |
| Saldırıda dokuz kişi ölmüş ama bombacılardan biri kurtulmuş. | Open Subtitles | تسعة أشخاص ماتوا ؟ في الهجوم و لكن واحد من المهاجمين نجا |
| dokuz kişiyi ölüme terk eden bir çakalı arıyorum. | Open Subtitles | أنا أبحث عن الذئب الذى ترك تسعة أشخاص موتى |
| Akabinde, Bay Gagnier bugün şehir merkezinde dokuz kişiyi vurdu. | Open Subtitles | بالنتيجة النهائية قام السيد بقتل تسعة أشخاص اليوم |
| 1979'da donmuş dokuz insan bedeni bulduklarını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أنه في عام 1979 وجدوا جثث تسعة أشخاص متجمدة؟ |
| Akşam yemeği, dokuz kişinin alçak bir masa etrafında uzandığı samimi bir ortam. | TED | العشاء هو مناسبة حميمة يكون تسعة أشخاص مستلقين حول طاولة منخفضة. |
| İnanılmaz bir hata oranı -- her dokuz kişiden birisi masum. | TED | إنه معدل خطأٍ مرعب -- شخصٌ بريء من بين كل تسعة أشخاص. |
| Ayrıca, dokuzu sınavı kaçırmış. | Open Subtitles | بالإضافة، هناك تسعة أشخاص مفقودين من أجل الاختبارات. |
| dokuz kişi içeri girdi. Dokuz Taliban. | TED | دخلوا وقد كانوا تسعة أشخاص -- تسعة أشخاص من طالبان. |
| Sonra geri geldiler, ve dokuz kişi daha aldılar. | Open Subtitles | ثم عادوا من جديد وأخذوا تسعة أشخاص |
| dokuz kişi bu gece havaalanında öldürüldüler. | Open Subtitles | تسعة أشخاص قد قتلوا بالمطار الليلة.. |
| Birkaç yıl önce bir kaza yaşandı ve petrol kuyusu patladı ve dokuz kişi öldü. | Open Subtitles | منذ بضع سنوات , واحد من ... حفاراته ضرب غاز حامض ومن ثم البئر انفجر الغاز انفجر باتجاه الريح وقتل تسعة أشخاص |
| Ve toplasan en fazla dokuz kişi var tüm kasabada | Open Subtitles | و يضهر كما لو أن المدينة بها تسعة أشخاص |
| Artık seni ele geçirdi. On iki saat önce, kapanış vaktinde One Ball Oteli'nde en az dokuz kişi vardı. | Open Subtitles | تسعة أشخاص على الأقل في أحد مراكز (بول إن) عند موعد الإغلاق قبل 12 ساعة |
| Yirmi dakika sonra, kiraladığı suikastçı dokuz kişiyi vurmak için aynı tüfeği kullandı. | Open Subtitles | بعد 20 دقيقة القناص الذي كلفه إستعمل نفس السلاح لقتل تسعة أشخاص |
| Doktor Brown, az önce dokuz kişiyi öldürdüm! | Open Subtitles | من المفروض أن تكون صديقي؟ دكتور (براون)، لقد قتلت تسعة أشخاص |
| - dokuz kişiyi öldürdü be, Price. | Open Subtitles | (لقد قتل تسعة أشخاص يا (برايس - |
| Menandro evinde, dokuz insan kalıntısı buldular. | Open Subtitles | في دارة (ميماندرو) وجدوا بقايا تسعة أشخاص |
| Her kimse, dokuz kişinin ölmesine göz yumdu. | Open Subtitles | أيّاً كانت هويته فقد ترك تسعة أشخاص يموتون. |
| Her kimse, dokuz kişinin ölümüne sebep oldu. | Open Subtitles | أيّاً كانت هويته فقد ترك تسعة أشخاص يموتون. |
| Bu, dünyadaki dokuz kişiden biri aç demek. | TED | أي فرد من كل تسعة أشخاص على الكوكب. |
| İnsanlara bunu söylediğimde on kişiden dokuzu güler kalan bir kişi de kızıp, benim delirmiş olduğumu söyler. | Open Subtitles | .. إذا قلت هذا للناس .. يضحك تسعة أشخاص من أصل عشرة .. و يقول الباقي غاضباً بأنني مجنون |