Şimdiyse Dokuz tane kısa menzilli nükleer füze teröristlerin elinde. | Open Subtitles | تسعة من الصواريخ النووية قصيرة المدي في أيد الارهابين الأن |
Hepimizin oturma odaları ve mutfakları, yatak odaları ve banyoları var ve merkezi bahçenin etrafında bu evlerden Dokuz tane var. | TED | جميعنا لديه غرف معيشة، مطابخ، غرف نوم، وحمامات، وهناك تسعة من هذه المنازل متمركزة حول ساحة منزل مركزية. |
Bakalım Dokuz güzel kızdan hangisi şansını kullanacak? | Open Subtitles | تسعة , من هم التسعة فاتنات اللاتي سوف أحظى بهن ؟ |
Üzerinizdeki bu elbiseyle on adamdan dokuzu bu işten sıyrılmanıza izin verecektir eminim. | Open Subtitles | أتعملين, أراهنك بملابسكِ هذهِ تسعة من أصل عشرة سيدعوكِ .تفرين بأي شيء تُريدين |
Dünyanın en önemli insanlarından dokuzu kurutulmuş halde ellerinde. | Open Subtitles | يحملونها تسعة من الرجال البارزين في العالم في حالة المجففة. |
Sinek dokuzlu, iş ve statü demektir. | Open Subtitles | الورقة تسعة من فئة أسباتي تعني الوظيفة والمنصب |
Araştırmalar cinsel birlikteliğin on ilişkiden dokuzunu geri dönülmez biçimde mahvettiğini kanıtladı. | Open Subtitles | أتعرف، أثبت الدراسات أن الإتمام الجنسييسببأفساددائم.. تسعة من أصل 10 علاقات. |
Söylentiye göre, Dokuz oyuncuları... birinci lige niyet mektubu göndermiş bile. | Open Subtitles | والشائعات تقول أن تسعة من لاعبيهم قد وقعوا عقود الاحتراف |
Yani elimizde, Charles Cooper dahil, Dokuz şüphelimiz var. | Open Subtitles | حتى الآن لدينا تسعة من المشتبه بهم بما في ذلك تشارلز كوبر. |
SAdece geçen yıl Dokuz tanıtımcıya yol vermiş. | Open Subtitles | خاض مع تسعة من المروجين الاعلاميين العام الماضي لوحده |
Dokuz çocuktan sonra... | Open Subtitles | ليس بعد أن أنجبت تسعة من الأطفال إلى هذا العالم |
Şubat 1959'da, Dokuz Rus dağcı ıssız Ural Dağları'nı aşmayı denedi. | Open Subtitles | فبراير 1959 متجولين تسعة " من الروس سافروا إلى " يورال |
Gezegendeki her on türden Dokuz tanesinin soyu tükendi. | Open Subtitles | انقرضت تسعة من بين كل عشرة من جميع الأنواع على كوكب الأرض. |
On kişide Dokuz kişi ya 401(k) planlarıyla tasarruf yapamıyorlar, tasarruf yapmamayı seçiyorlar -- ya da seçmiyorlar-- ya da çok az tasarruf yapıyorlar. | TED | تسعة من أصل 10 إما لا يستطيعون الادخار عبر خطة معاش التقاعد، يقررون عدم الادخار -- أو لا يقررون -- أو يدخرون قليلا جدا. |
Dokuz numara Chicago'dan. Haydi yükleyelim. | Open Subtitles | القطار رقم تسعة من "شيكاغو" لنشحن عجلات القطار. |
Bu yüzden on küçük ülkeden dokuzu Amerikan savunmasını tercih ediyor. | Open Subtitles | لهذا السبب تسعة من عشرة دول تختار الدفاع الأمريكي |
Dünyadali on zehirli yılandan dokuzu Avustralya"da yaşar. | Open Subtitles | تسعة من الأفاعي الأكثر سمّا العشرة في العالم يعيش في أستراليا. |
Hong Kong'taki kızların onda dokuzu böyle. | Open Subtitles | تسعة من عشرة بنات في هونك كونك حالهن هكذا |
Devam olacak. On tekrar filminin dokuzu orijinalden daha kötüdür. | Open Subtitles | التتمة تسعة من عشرة تتمات تكون أسوأ من سابقتها |
Sinek dokuzlu. | Open Subtitles | تسعة من النوادي. |
Bu gruplardan dokuzunu gönderdim bile. | Open Subtitles | لقد أرسلت مسبقا تسعة من هذه الوحدات |