"تسلية" - Translation from Arabic to Turkish

    • eğlenceli
        
    • eğlence
        
    • komik
        
    • eğlencesi
        
    • eğlendirmek
        
    • eğlenceydi
        
    • eğlendirmeye
        
    • komikti
        
    • eğlenceden
        
    • eğlenmeden
        
    • eğlendirici
        
    • eğlencesidir
        
    • eğlendiriyor
        
    Ve bunun maliyeti çok az -- çocuklar için yapması çok eğlenceli. TED وهذا يكلف القليل جدا من المال لإنجازه -- تسلية عظيمة للأطفال كذلك.
    eğlenceli bir araç olması geçekten önemli değil, ... ... ve zamanımı sevimli olmasına harcamıyorum. TED نحن مركبة تسلية ليست بتلك الأهمية، ولا أقضي وقتي أفعل مثل هذه الأشياء.
    Ve bunlar eski medyanın karakteristik özellikleri değil ve günümüz medyası için de hemen hemen hiç geçerli değiller, ama geleceğin eğlence anlayışını tanımlayacaklar. TED وهذه ليست خصائص الوسائط القديمة، وهي بالكاد تنطبق على الوسائط اليوم، لكنها ستُشكّل تسلية المستقبل.
    Ve bir çok müessesemiz, hatta eğlence meşgalesi olan futbol bile, şimdilerde insan ölümlerine yol açan kargaşalara yol açıyor TED وكذلك العديد من مؤسساتنا، حتى كرة القدم التي كانت تسلية لطيفة ممتعة يحدث فيها الآن أعمال الشغب التي يموت فيها الأشخاص.
    Hiçbir şey aptalca şeylerin sesli okunmasından daha komik olamaz. Open Subtitles لا شىءً أكثر تسلية من قراءة شىءٍ سخيف بصوتٍ عالٍ
    Gidecek hiçbir yeri olmayan genç bir bayan gördüm, eğitimi yok, eğlencesi yok, yaşayacak bir yeri bile yok. TED رأيت امرأة شابة ليس لديها طريقة أو وسيلة لتذهب إلى أي مكان، بلا تعليم ولا تسلية ولا حتى مكان تعيش فيه.
    Sevgi eğlenceli olabilir. Surat asmayı keser misin? Open Subtitles الحب يمكن أن يكون عن تسلية هل يمكنك أن تتوقف عن إصطناع هذا؟
    Sevgi eğlenceli olabilir. Surat asmayı keser misin? Open Subtitles الحب يمكن أن يكون عن تسلية هل يمكنك أن تتوقف عن إصطناع هذا؟
    Sen seks yaptığım en eğlenceli kızsın. Open Subtitles أنت البنت الأكثر تسلية التي مارست الجنس أبدا معها
    Bir genç kız, evine, eğlenceli orta yaşlı arkadaşlarının bulunduğu yerden başka nereye gidebilir ki? Open Subtitles و اين ستذهب هي لغير البيت ليس لها تسلية غير غرفتها متوسطة العمر
    Doğal bacak mahmuzları ile silahlanmış üreme erkeklerinin saldırganlığı, horoz dövüşünü popüler bir eğlence çeşidi yaptı. TED إذ أن العدوانية بين الذكور المسلّحة بمخالب طبيعيّة في أقدامها، جعل من عراك الديوك تسلية شعبيّة.
    Bence canlı yayın eğlence sektörünün geleceğindeki keşfedilmemiş büyük bir sınır ve orada yaptığın her şey için teşekkür ederim. TED أنا اعتقد أن البث الحي هو العائق الكبير وغير المكتشف في تسلية المستقبل، و شكرا لك على كل ما تفعله هناك.
    Sanki şey gibi; atık madde tesisinin tam yanına kurulmuş bir eğlence tesisi gibi. TED إنها تبدو غريبة. إنها مثل وجود محطة لمعالجة النفايات بجوار منتزة تسلية.
    Bence senden harika bir eğlence dünyası muhabiri olur, Kimberly. Open Subtitles أنا أظن انك سوف تصنعى شىءرائع جريدة تسلية,كمبرلى
    Özellikle de 100. kez duyunca daha da komik oluyor. Open Subtitles هذا هو حتى أكثر تسلية الوقت 100th لقد سمعت ذلك.
    Daha komik bir kahvaltılık gevrek adı bulmaya çalışıyoruz. Open Subtitles كنا نحاول التفكير بإسم محبوب وأكثر تسلية
    O zaman daha da komik oluyor. Open Subtitles وأعتقد أنه هذا يجعل من الفيلم أكثر تسلية
    Çocuk dediğiniz serserilerin eğlencesi için teşhir edilen tuhaf bir yaratık değilim. Open Subtitles لستُ بغريب أطوار موجود في هذا المكان للإستعراض و تسلية هؤلاء الهمج الذين تسموهم بأطفال
    Söyle bakalım. Amerikalı'ları eğlendirmek hakkında ne biliyoruz. Open Subtitles أخبريني إذاً، ماذا نعرف عن تسلية الأمريكان؟
    Bu tehlikeli bir eğlenceydi Büyücü Efendi. Open Subtitles تلك كَانَت تسلية خطرة، أيها الساحر
    Her birinde küçük odalar var, burada köleler yani kadınlar, küçük kız ve erkekler hatta bazıları 7 yaşında, müşterileri eğlendirmeye, onları daha çok yiyecek ve içki satın almaya teşvik etmeye zorlanıyor. TED كل مطعم يوجد فيه غرف خاصة صغيرة، حيث النساء المستعبدات، إلى جانب الفتيات والفتيان بعضهم لا يتجاوز سنه السابعة، مُجبرون على تسلية الزبائن، لحثهم على شراء طعام و شراب أكثر.
    Anüs'ün ağzına hemstır kaçtığı bölümden bile komikti. Open Subtitles إنها أكثر تسلية من الحلقة التي علق فيها الهامستر في فم المؤخرة
    Büyük ihtimal korkunç bulacaksınız fakat diğer bölümler gibi, eğlenceden daha fazla şey ifade ettiğini göreceksiniz. Open Subtitles اعتقد انهم ستجدونها مرعبة جدا ولكنها مثل باقى افلامنا,فهى اكثر من مجرد تسلية
    Hiç eğlenmeden hep iş yaparsan tatsız adamın teki olursun. Open Subtitles عمل بلا تسلية يجعل الحياة بلا معنى.
    Daha eğlendirici bir ağızdan çıkınca öğrencilerin gerçekten dikkatini verip bir şeyler öğrenebilirler. Open Subtitles قادمة من مصدر تسلية ، وطلابك قد يرعون الإنتباه ويتعلمون شيء ما
    Kendilerine "Konsorsiyum" diyen bir grup zengin adamın eğlencesidir. Open Subtitles هي تسلية لمجموعة تحب أن تطلق على نفسها الاتحاد المالي
    - Bu onu eğlendiriyor. - Hayır, onun tamire ihtiyacı var. Open Subtitles و هذا كان يشكل تسلية بالنسبة اليه لا لا , هذا الرداء بحاجةٍ لاصلاح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more