"تسمحي لها" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin
        
    Fakat, lütfen, Kutsal Meryem, böyle olmasına izin verme. Open Subtitles لكن أرجوك ، أيتها الأم المقدسة ، لا تسمحي لها أن تكون كذلك
    Ne yap biliyor musun ben öldüm diye onun seni itip kakmasına izin verme. Open Subtitles سأخبرك أمراً لا تعني وفاتي، أن تسمحي لها بالتحكّم فيك كليّاً
    İçine girmesine izin verme, tamam mı? Zor olduğunu biliyorum. Fakat onu uzak tutmalısın. Open Subtitles لا تسمحي لها بالدخول ، أعرف أن هذا صعب ولكن يجب ألا تسمحي لها بالدخول
    Bırakmasına izin veremezsin çünkü benim artık fikrimi belirtme imkanım yok. Open Subtitles يجب ألا تسمحي لها بالانسحاب لأنني لم أعد قادرةً على إبداء رأيي الصريح
    Bütün gece odasında tıkılıp kalmasına izin verme. Open Subtitles هل هي بخير؟ حسناً, لا تسمحي لها أن تطيل السهر في غرفتها طوال الليل
    Kocasını görmeye izin vermelisin. Hakları var. Open Subtitles يجب أن تسمحي لها برؤية زوجها، لديها حقوق.
    Ama düzeltemezsem, bana söz vermeni istiyorum onun bu laboratuvardan gitmesine izin vermeyeceksin, ne olursa olsun. Open Subtitles لكن إن لم أستطع ذلك أريدك أن تعديني لا تسمحي لها بمغادرة هذا المختبر مهما كانت الظروف
    Ama yine de sana erişmesine izin vermemeliydin. Open Subtitles لكن يجب ان لا تسمحي لها الحصول عليك عليك على اي حال
    Annenin kazanmasına izin verme. Seni kontrol etmesine izin verme. Open Subtitles لا تدعيها تنتصر لا تسمحي لها بالتحكّم بكِ
    Gitmesine de izin veremezsin, kalmasına da. Open Subtitles ، لا يـُمكنكِ أن تسمحي لها بالذهاب ! ولا يـُمكنكِ إبقاؤها معكِ
    Bu onun yaptığı şey, seni içine çeker sonra da pislik gibi davranır. Ona izin verme. Tamam, tamam seni duydum Open Subtitles أنا جاد " كات " إنها تعبث بك وتضاجعك لا تسمحي لها
    Bunu yapmasına gerçekten izin vermeyeceksin, değil mi? Open Subtitles أنتِ لن تسمحي لها بذلك أليس كذلك ؟
    Eve girmesine izin verme demiştim. Open Subtitles قلت لك لا تسمحي لها بالبقاء في المنزل
    - Biliyorum. Ona yine de izin verir misin? Open Subtitles هل يمكنكِ ان تسمحي لها, على اية حال
    Ve lütfen, sakın anılarına girmesine izin verme! Open Subtitles ولا تسمحي لها بالوصول لذكرياتكِ
    Margot'un zihnine girmesine izin vermemelisin. Open Subtitles لا يمكنك أن تسمحي لها أن تعبث بأفكارك
    Başının belaya girmesine izin verme. Open Subtitles لا تسمحي لها بالوقوع في المتاعب.
    Öylece gitmesine izin mi vereceksin? Open Subtitles أنتِ لن تسمحي لها بالذهاب فحسب؟
    Kaçmasına izin verme, polis kız. Open Subtitles ! لا تسمحي لها بالهرب أيتها الشرطية
    Ölmesine izin veremezsin. Open Subtitles لا تسمحي لها بالموت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more