"تسوّق" - Translation from Arabic to Turkish

    • alışveriş
        
    • alışverişi
        
    • market
        
    • alış-veriş
        
    • alış veriş
        
    Salyalar akıtan ve alışveriş çantasıyla bir kafeteryaya girip, sosyalizm nutukları atan şu adamlardan biri olmazsam. Open Subtitles ويتجولون عبر المقاهي يحملون حقيبة تسوّق ويصرخون منادين بالاشتراكية
    Ozzie Wexler adlı bir bilim adamı bugün alışveriş merkezinde öldürüldü. Open Subtitles فية عالم اسَمّة أوزي ويكسيللر قُتِلَ اليوم في مركز تسوّق.
    Maris'in seans sırasında katalogdan alışveriş yapmamasını istedi. Open Subtitles هو طَلبَ مِنْها الإمتِناع عن تسوّق الدليلِ أثناء جلساتِنا.
    alışverişi son dakikaya bırakmamayı öğretti bu bana. Open Subtitles هو سَيُعلّمُ متأكّد ني أَنْ لا أَتْركَ ي تسوّق حتى الدقيقة الأخيرة ثانيةً.
    Komada, market arabasıyla bir oraya bir buraya sürüklenirken, zaman yavaş akar. Open Subtitles عندما تكون في غيبوبة وتُدفع في الشّارع على عربة تسوّق تمر الأشياء ببطئٍ شديد
    - King's Plaza içindeki alışveriş merkezine yürüyüşe gider. Open Subtitles يَذْهبُ مُتَنْقَّلاً مركزَ تسوّق داخل ميدانِ الملكِ. 7:
    alışveriş merkezi yapacaklardı. Open Subtitles سمعت عنه, كان من المفترض أن يبنون مركز تسوّق هنا
    "Dünyayı, eşsiz sahillerden, "muhteşem alışveriş merkezlerinden ve sarışın çıtırlardan korumak için." Open Subtitles حفظ العالمِ مِنْ غيرِ تزييف الترفيه، مراكز تسوّق مدهشة،
    Evet dostum, herkes alışveriş yapıyor. Open Subtitles أوه، نعم، رجل، تَعْرفُ، كُلّ شخص خارج تسوّق.
    İşte Sanjeev Gill işi bu Büyük bir alışveriş merkezi projesi. Open Subtitles هناك سانجييف جيل هو يصنع مشروع لمركز تسوّق كبير
    Burada bir alışveriş merkezi inşa edecek Open Subtitles هم سيبنون مركز تسوّق هنا، مهما أنت تعملين
    alışveriş merkezi şehir merkezinde değil hiç görmedim. Open Subtitles هو يدعى مركز تسوّق لا يمركز أنا ما رأيتهم
    alışveriş gezisi diyordu. Kulağa BE gibi geliyor. Open Subtitles يصفها كأنها رحلة تسوّق يبدو أن هدفه السرقة
    alışveriş listesi yaparsan, gidip manavdan alırım diye düşündüm. Open Subtitles فكّرت إذا كان لديكِ قائمة تسوّق. سأحضر لكِ بعض الأغراض من البقالة.
    Bir alışveriş arabası alıp her şeyini onun içine koyup köprünün altında yeni arkadaşlar edinecek gibisin. Open Subtitles يُمكنك أن تحضر عربة تسوّق وتحفظ فيها كل أغراضك وتكتسبُ بعض الأصدقاء الجدد تحت أيِّ كوبري في مكانِ ما
    Bakkaliye için alışveriş yapmak istediğiniz bir yer değil. Open Subtitles و هي ليست بالمكان الذي تُريد تسوّق بقالتك منه
    Bu sırada üç sahte ihbara ve iki tane evsizin bir alışveriş arabası için kavgasına gittik. Open Subtitles في الوقت الحالي، نحن وصلنا ثلاثة اتصالات سلبية ورجلان متشراديتشاجران بشأن عربة تسوّق
    Çünkü seni Jacksonville, Fort Worth ve Davenport alışveriş merkezlerine ortak ettim. Open Subtitles لأني أشركتك كمستثمر في مراكز تسوّق "جاكسنفيل" و "فورت وورث" و "دافينبورت" بما تبقى من حصّتك
    Bugün öğleden sonra ufak bir halı alışverişi yapabiliriz. Open Subtitles حَسَناً، لذا لَرُبَّمَا في الغداءِ اليوم نحن سَقليلاً تسوّق السجادةِ.
    Bir market arabası ve sırtındaki sörf tahtasıyla gezen evsiz adam. Open Subtitles إنّه شخصٌ متشرّد يدفعُ عربةَ تسوّق على ظهره لوح تزلّج.
    Joy ve ben, Noellerde Dolphin alış-veriş merkezinde ilgi çeken insanlarız. Open Subtitles البهجة وأنا، نحن جاذبيةَ الميزّةَ إنتهى في مركزِ تسوّق الدولفينَ أثناء العُطَلِ.
    - Bu gizli gezmek değil. Toplum içinde olacağız. Halka açık bir alış veriş merkezine gidiyoruz. Open Subtitles نحن سَخارج علناً في مركزِ تسوّق تاكوما.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more