Geçmiş deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, plan ne kadar sıkı olursa, beklenmedik birşeylerle karşılaşma olasılığın o kadar artar. | Open Subtitles | لقد وجدت من تجارب الماضي ان الخطة تشديد الخاص بك ، على الأرجح أنك لتشغيل الى شيء لا يمكن التنبؤ بها. |
- Güvenlik son günlerde çok sıkı | Open Subtitles | تم تشديد الإجراءات الأمنية في الآونة الأخيرة |
Ama Elvis gözlüğünü çıkarırsa bu biri sıkı bir sarılma alacak demektir. | Open Subtitles | إذا نظارات الفيس يعطي تشديد أسفل الوسائل التي تتلقى عناق. |
Öyleyse, başarılı olmanın tek yolu, gerçekten başarılı olmanın, zihinsel rahatlık ve sıkı çalışmadır. | Open Subtitles | ذلك، القرف، وإذا كنت تريد أن تنجح، تنجح حقا، والخيار الوحيد لديك هو تشديد عقليا اللعنة حتى. |
Dünyayı zorlaştırdı, türleri güçlendirdi. | Open Subtitles | تشديد العالم ، تعزيز الأنواع |
Kravatı kayağa biraz daha sıkı bağla. | Open Subtitles | مجرد التعادل لأسفل وصولا تشديد قليلا إلى التزلج. |
"Aksine, eğer yalvarırsam, çok sıkı olduğunu söylersem, kemeri lütfen en az iki üç delik daha sık. | Open Subtitles | "على العكس من ذلك، إذا أنا التسول، تشديد بلدي السندات، الرجاء. "ضبط الحزام من الثقوب على الأقل 2 أو 3. |
Daha sıkı bir isim uyduramaz mıydın? | Open Subtitles | أيمكن التوصل معك مع تشديد الاسم؟ |
O çocuğu daha sıkı bir tasma ile tutmalısın. | Open Subtitles | أنت غتا إبقاء ذلك الطفل على مقود تشديد. |
O yüzden Lester'ın konferans odası ve bütün muayene odalarını kayıt ekipmanlarıyla sıkı gözetim altında tutmasını istiyorum. | Open Subtitles | لذلك أود تشديد رقابتنا... بأنْ أطلب من ليستر تركيب مُعدّات تسجيل... في قاعة المؤتمرات وجميع غرف الفحص. |
- Daha sıkı bir kıç. | Open Subtitles | - A تشديد بعقب الإحكام. |
Güvenlik çok sıkı, Komarov hapishaneye girdiğinden beri canına kast teşebbüsleri olmuştu. | Open Subtitles | تم تشديد الإجراءات الأمنية، بعد وقوع عدة محاولات لإغتيال (كوماروف)... وهو بداخل سجنه. |
Dünyayı zorlaştırdı, türleri güçlendirdi. | Open Subtitles | تشديد العالم ، تعزيز الأنواع |