Ve bütün Jeffery Field galalarında olduğu gibi güneş doğana dek parti bitmez. | Open Subtitles | وكما يحدث فى كل احتفال لجيفرى فيلد الحفلة لا تنتهى حتى تشرق الشمس |
Bazen, bütün gece konuşuyoruz güneş doğana kadar. | Open Subtitles | أحياناً نتكلم طوال الليل، حتى تشرق الشمس |
Ancak güneş doğduğunda, hepimizin geri dönmesi gereken bir hayatı var. | Open Subtitles | لكن عندما تشرق الشمس لدينا جميعا حياة ينبغي ان نتعايش معها |
Güneş doğar doğmaz kaçarız, tamam mı? | Open Subtitles | حالما تشرق الشمس نهرب، اتفقنا؟ |
Size, bu sabah Güneş doğmadan hemen önce başıma gelen bir şeyi anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن اقول لكم شيئاً أيها الناس شئ قد حدث هذا الصباح قبل أن تشرق الشمس |
Gün doğana kadar uyanık kalıp kuşların cıvıldamasını dinlemek mükemmelliğin ötesinde bir şey. | Open Subtitles | هناك شيء حول الأمر أن نبقى حتى تشرق الشمس وتبدأ العصافير بالزقزقة ويكون الجو بارد بالخارج |
Santiago yakında gelecek ve... güneş doğmak üzere. | Open Subtitles | سيعود "سانتياغو" وقريبا ...سوف تشرق الشمس |
Bahse girerim sabahları karga bokunu yemeden uyanıp, güneş doğana kadar çarşafını çitiliyorsundur. | Open Subtitles | انا اراهن انك تستيقظ مبكرا كل صباح عند بزوغ الفجر تقوم بتنظيف الفراش حتى تشرق الشمس |
Neden bu şarabı bölüşüp güneş doğana kadar sohbet etmiyoruz? | Open Subtitles | لما لا نُقسّم هذا الخمر و نتحدث حتى تشرق الشمس ؟ |
Şu an gördüğüm kadarıyla güneş doğana kadar sadece senin sesini dinliyor olacağım. | Open Subtitles | لذا، بقدر مَا أنـا قلق إلى أن تشرق الشمس صوتك هـو الصوت الوحيد الذي سأسمعُه |
güneş doğduğunda, yeşil kutular bir gemiyle götürülür ve dönmez asla. | Open Subtitles | عندما تشرق الشمس تغادر الصناديق الخضراء على متن قارب و لا تعود أبداً |
Her sabah güneş doğduğunda bu topraklar yeryüzünde güneşin canlandırıcı ışınlarını ilk alan yerdir. | Open Subtitles | عند كل صباح عندما تشرق الشمس هذه الأرض هي أول مكان على وجه الأرض يستقبل أشعة تجديد الشباب |
Polisler, Janet, ve güneş doğduğunda kafanız kopacak. | Open Subtitles | الشرطة، جانيت حينما تشرق الشمس ستقطع رؤوسكم |
Güneş doğar doğmaz tabanları yağlıyorum. | Open Subtitles | عندما تشرق الشمس سأرحل بسرعة |
Yakında Güneş doğar. | Open Subtitles | سوف تشرق الشمس عن قريب. |
Güneş doğmadan Meksikalı kötü bir gece daha geçiriyor. | Open Subtitles | لم تشرق الشمس بعد و المكسيكيون يوماً سيئاً آخر |
Güneş doğmadan sana taze besin bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد لك غذاء طازجاً قبل أن تشرق الشمس |
Gün doğana kadar yaşayacagız. | Open Subtitles | بامكاننا ان ننجوا حتى تشرق الشمس |
Santiago yakında gelecek ve... güneş doğmak üzere. | Open Subtitles | سيعود "سانتياغو" وقريبا ...سوف تشرق الشمس |
Bir dakika önce yağmur, şimdi bulutlu, sonra güneşli olsun ... | Open Subtitles | قد تُمطر تارة و يكون الجو ملئ بالسحب تارة أخرى . و تشرق الشمس بعد ذلك |
Ta ki güneş doğup öyle olmadığını anladıkları zamana kadar. | Open Subtitles | حتى تشرق الشمس ويلاحظوا إنها ليست حقيقة |
Yağmurun durmasını ve güneşin doğmasını isterdim. | Open Subtitles | اتمنى ان يتوقف المطر و تشرق الشمس |
Stefan o ruh dolu taştan eve döner dönmez hep beraber oturur bir şişe şarap açar konuşup sabahlara kadar jelibon yeriz. | Open Subtitles | عندئذٍ بوسعنا الجلوس جميعًا معًا وفتح زجاجة نبيذ أخضر لندردش ونأكل الحلوى حتّى تشرق الشمس. |
Bay Thaddeus Rains'e, bunu güneşin parlamadığı bir yere koymasını söyleyin. | Open Subtitles | يمكنك أن تقول للسيد ثاديون راينز ان يضع هذا حيث لا تشرق الشمس |
"Benim dünyam" ise güneşin neden doğduğunu, bizim neden doğduğumuzu anlatır. | TED | عالمي" يخبرنا لماذا تشرق الشمس" لماذا نولد |