"تشعرُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissediyorsun
        
    • hissediyor
        
    • hissettiğini
        
    • hissettiğinde
        
    • uğramış
        
    Fiziksel olarak ne hissediyorsun, arınmış mı? Open Subtitles إذاً، كيفَ تشعرُ من الناحية الجَسَدية، خالٍ من السموم؟
    - Hayır. Derinlerde bir yerde sen de kendini benim kadar kötü hissediyorsun. Open Subtitles في قرارةِ نفسك، تشعرُ على الأرجح بالحزن تماماً كما أشعرُ أنا.
    Hipodroma gittikten sonra neler hissediyorsun? Open Subtitles كيف تشعرُ ، و أنت تسعى وراء حلبة السباق ؟
    Çünkü kadın suçlu hissediyor, benden bu acısını sinsice tedavi etmemi istiyor. Open Subtitles إذ أنّ المرأةَ تشعرُ بالذنب وتريدني أن أعالجهُ سراً من كربه النفسيّ
    İyi hissediyor olabilirsin, ama vertigoya dair herhangi bir iz varsa, ekipte çalışmana izin veremeyiz. Open Subtitles ربما تشعرُ أنَّكَـ بخيرٍ ولكن إن كان هنالكـَ أيُّ دليلٍ على الدوار فلن نسمحَ لكَـ بأن تعملَ في الفرقة
    Tek bilmeni istediğim nasıl hissettiğini biliyorum. Open Subtitles كلُ ما أريدُكَ أن تعرفَه هوَ أني أعرفُ ما تشعرُ بِهْ
    Çünkü kızgınlık hissettiğinde, birinin suratına yumruğu atmak istediğinde bunu yapmak yerine kâğıda dökersin. Open Subtitles لأنهُ عندما تشعرُ بالغضبِ ، عندما تُريد أن تضرب أحدا ما فى وجهة تضعها على ورقةٌ عوضاً عن ذلك.
    Kendini ihanete uğramış hissettiğin için üzgünüm. Open Subtitles يؤسفني بأنكَ تشعرُ بالخيّانة.
    Bazen bir yalanla uzun süre yaşayınca asıl gerçek oymuş gibi hissediyorsun. Open Subtitles "أحياناً عندما تعيش وسط كذبة لمدة طويلة،" "تبدأ تشعرُ و كأنها الحقيقة."
    Bir süper stara çakıyorsun diye kendini kahraman gibi hissediyorsun. Open Subtitles إنك تشعرُ بالشهرة لأنك ضربت نجماً مشهوراً
    Çocuk için ona borçlu hissediyorsun. Open Subtitles تشعرُ بداخلكَ بأنَّك مدينٌ بهذا الشئ لتلك الطفلة
    Ve niye onun içinde olduğunda kendini daha iyi hissediyorsun? Open Subtitles وعندما تكون بداخلها, هل تشعرُ بالراحة؟
    Domuz gibi kanıyor McManus. Nasıl hissediyorsun bebeğim? Open Subtitles كيفَ تشعرُ يا عزيزي؟
    Bir kere olmuştu, Barry ve annem hala bu konuda kendini kötü hissediyor. Open Subtitles ذلك حدث مرّة واحدة يا (باري)، وأمّي لا تزال تشعرُ بالسّوء حيال ذلك.
    Jules kendini tehdit altında hissediyor çünkü sen 23 yaşındasın, ...ama tatlım, sen ise küçük bir çocuk gibi davranıyorsun. Open Subtitles تشعرُ (جولز) بالتهديدِ منكِ لأنّكِ في الـ 23، لكنّكِ يا عزيزتي تتصرّفين كطفلةٍ صغيرة.
    Kurtulmuş hissediyor olmalısın. Open Subtitles لابد أنكَ تشعرُ بالحرية أكثر.
    Nasıl hissettiğini anladığımı göstermek istiyorum. Konuşacağına yap derler. Open Subtitles أريد أن أريكَ أننى أفهم ما الذى تشعرُ به؛ يقولون أن الصورة تعادل ألفَ كلمةٍ.
    Şimdi, Teğmen bana geldi ve olay anında nasıl hissettiğini anlattı. Open Subtitles لقد جاء إليّ الملازم وأخبرني عمّا تشعرُ بهذه اللحظة
    Onları hissettiğinde, bunu bilirler. Open Subtitles إذاً... عندما تشعرُ بهم, فإنهم يعلموّنَ بذلك.
    Bir şey hissettiğinde, her yerde vardı. Open Subtitles عندما تشعرُ بشيئا ما , يكون في كل مكان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more