Şiddetli radar parazit raporları geliyor radyo bağlantısı da bozuluyor. | Open Subtitles | نحن نَحْصلُ على تقاريرِ بوجود تشويش قوي على الرادار و كذلك على اللاسلكي |
parazit filan olmalı. Her tarafta bir hareket var. | Open Subtitles | لابد من تشويش أو ماشابه هناك حركة فى كل أرجاء المكان |
Ama ses karıştırıcı, belli bir seviyede sıkıştırılmaya ayarlanmıştı. | Open Subtitles | ولكن جهاز تشويش الصوت عزّز للضغط على مستوى تعيين مؤكّد |
Elde taşınabilir frekans bozucu internetten 100 kağıda alınır. | Open Subtitles | بإمكانك شراء جهاز تشويش من على شبكة الأنترنت مقابل 100 دولار ؟ |
Jammer'e ise gelen vuracak giden vuracak. | Open Subtitles | ستعمل تشويش العادل يكون واحدا كس مفتوح كبير. |
Bu görüntü Rus bir güvenlik kamerasıyla çekildiği için sadece parazit bekliyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة ، هذا من كاميرا الأمن الروسي كنت أتوقع تشويش |
İlginç olan, çekirge sinyallerine parazit yapıldığında birbirlerine çarpmadan uçamıyorlar. | Open Subtitles | ...نعم، الآن، عن تشويش إشارة الجراد يعجز عن التحليق بدون... |
Dün geceden beri parazit duymadım. | Open Subtitles | انا لم اسمع اى تشويش مره اخرى منذ مساء امس |
parazit. Bu tuhaf. Karıştırma veya ona benzer bir şey olmalı. | Open Subtitles | خشخشة، إنه أمر غريب، لابدّ وأنه تشويش أو ماشابه |
Akşam 9'dan hemen önce depo civarında 1 km çapındaki bölgede bulunan onlarca evden yayınlara bu tip bir parazit karıştığı raporu gelmiş. | Open Subtitles | 00 مساء بقليل، عشرات المنازل على بعد نصف ميل من المستودع، أعلموا بحدوث تشويش على استقبالهم التلفزي. |
Tekrar edin. parazit var. Tekrar edin. | Open Subtitles | يوجد تشويش في نهاية الجملة كرِّر مرّة أخرى، حوِّل |
karıştırıcı kullanmışlar, bu yüzden aramayı takip edemedim. | Open Subtitles | لقد إستخدموا وحدة تشويش إلكترونية حتى أنني لم أتمكن من إقتفاء أثر الإتصال |
Kızıl ötesi karıştırıcı. 2008'den sonra üretilen arabaların %99'unu açar. | Open Subtitles | تشويش بالاشعة تحت الحمراءيقوم بفتح 99بالمئة من السيارات المصنعة بعد عام 2008 |
Konser salonu, gösteri esnasında cep telefonları çalmasın diye sinyal bozucu kullanıyor. | Open Subtitles | القاعة في المدرسة لديها جهاز تشويش لوقف الهواتف المحمولة من الرنين أثناء الأداء |
- Sinyal bozucu ya da elektromanyetik cihaz mı kullanmış? | Open Subtitles | مهلاً، هل أستخدم جهاز تشويش كهرومغناطيسي؟ |
İletişim hattını kesmek için Jammer kullandılar. | Open Subtitles | كان لديهم جهاز تشويش تسبب في قطع خطوط الإتصال |
Kızılötesi gece görüşü özelliğine sahip güneş gözlügü, ve içinde hücresel bir Jammer olan kol saati. | Open Subtitles | والنظارات معدلة برؤية ليلة لونية، وتحتوي الساعة على جهاز تشويش خلوي |
Kamera sistemini etkisiz hale getirmek ve sadece aşağılamak için gelişmiş sinyal bozma teknolojisi kullanmış. | Open Subtitles | استخدم تقنية تشويش متقدمة لايقاف كاميرات المراقبة وفقط ليصبح الأمر اسوأ |
Hayal edebileceğiniz gibi... burada çok fazla kargaşa... ve korku yaşanıyor. | Open Subtitles | و كما تتصوّر فقد كان هناك تشويش كثير هنا وخوف |
İki haftalığına müdahale etmeden seni destekleyeceklerine dair onlardan söz bile aldım. | Open Subtitles | بل انني جعلتهم يعدون بأنهم سيدعمونك بدون تشويش لأسبوعين آخرين |
Beni Büyük X olarak atadın, görevim elimden geldiğince düşmanı bezdirmek, bozmak ve şaşırtmaktır. | Open Subtitles | "كلفتنى بمهمة "بيج إكس ومن واجبى مضايقة تحطيم و تشويش العدو بأقصى قدرتى |
Kitai, elektrik paraziti var. Bir kara bölgedesin. | Open Subtitles | لدينا تشويش كهربائي، أنت في المنطقة محظورة، |
İyi akşamlar, Frank vatandaşları Geçen birkaç haftada ...rakibim olayları karıştırmak için süslü kelimeler kullandı. | Open Subtitles | مساء الخير مواطني فرانك فى الأسابيع القليلة الماضية حاول خصمي بشعارات براقة تشويش القضية |
Sadece parazit vardı ama. Parazitten başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | سوى تشويش، اعتقدت، لا شيء سوى تشويش |