O da ne, başaramıyor! AIDS, Iran-Contra Skandalı, Challenger faciası, Çernobil olayı. | TED | ولكن أنظروا ، لا يسطيع الإيدز، وثورة إيران كارثة تشالنجر ، تشيرنوبيل. |
Dünya Sağlık Örgütü Çernobil ile ilişkili ölü sayısını yaklaşık 4.000 olarak veriyor. | TED | منظمة الصحة العالمية قدرت عدد الوفيات الناجمة عن تشيرنوبيل انها 4000 في نهاية المطاف. |
Çernobil kazazedelerini tedavi eden doktorlardan biriymiş. | TED | وكانت واحدة من الأطباء الذين عالجوا ضحايا انهيار محطة تشيرنوبيل لتوليد الكهرباء. |
Benden uzak dur, aşağılık. Ben bir Çernobil kurbanıyım. | Open Subtitles | دعني يا كرة الفساد أنا ضحية مفاعل تشيرنوبيل |
Bu güzel yaşlı bayan, Vegas'ta,1986'daki Çernobil'den daha fazla pislik saçıyordu. | Open Subtitles | سيدة تبلغ من العمر جميلة ملقاة أكثر الأوساخ في لاس من تشيرنوبيل في 1986 |
Her neyse... Şehrin adı Pripyat. Çernobil yakınlarında yer alıyor. | Open Subtitles | اذا , هناك مدينه تدعي ُ بريبيات ُ ملاصقه ل ٌ تشيرنوبيل ُ |
Çernobil Nükleer Santralı'nda gerçekleşen kaza rutin testler sırasında redaktörlerden birindeki hatalı işlemler ve istismar nedeniyle oldu. | Open Subtitles | كارئة تشيرنوبيل نانجه عن فشل اختبارات الأنظمه سببت ارتفاع مفاجيء للطاقه |
İşte burası da Çernobil'de çalışan işçilerin aileleriyle kaldıkları yerler. | Open Subtitles | وهنا حيث عاشت عائلات العاملين بـ تشيرنوبيل |
1986'da Rusya'daki Çernobil kazasından sonra en büyük felaket bu. | Open Subtitles | مما جعلوا أسوأ كارثة للطاقة الذرية منذ حادث "تشيرنوبيل الروسية" في عام 1986 |
Çernobil'de tam olarak ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث بالضبط بــ تشيرنوبيل ؟ |
Eğer boyun eğmezseniz, Çernobil'in bizim ülkemize yaptıklarını sizin ülkenizin çocuklarına da yapacak. | Open Subtitles | "دومنيك سالفي" لو لم تمتثلوا، بلدكم ستعاني من نفس المستقبل الكئيب الذي أعطاه تشيرنوبيل لأطفالنا |
Ve videoda Çernobil'den bahsetmesi tesadüf değil. Salvi kardeşler, nükleer reaktöre yakın olan küçük bir kasabada büyümüşler. | Open Subtitles | ولم يذكر تشيرنوبيل عبثًا، الفتية "سالفي" نشأوا في بلدة صغيرة قريبة من المفاعل، |
Herkes tiroit kanserinin çok yüksek olduğunda hem fikir ve aynı zamanda Çernobil mağdurlarının bir çok yere tekrardan iskan edilen insanlarda bulunan travmalardan görüldüğüne de: yüksek seviyelerde kaygı, depresyon, alkolizm, issizlik ve en önemlisi, sosyal iletişimde çöküntü. | TED | والآن يتفق الجميع على أن سرطان الغدة الدرقية هي عالية جدا، وأن الأشخاص الذين تم إجلاؤهم في تشيرنوبيل يعانون من صدمة إعادة استوطانهم في كل مكان مستويات عالية من القلق والاكتئاب والإدمان على الكحول، البطالة، والأهم من ذلك، تعطل الشبكات الاجتماعية. |
Ya bu ya Çernobil. | Open Subtitles | إنها إما هذا أو تشيرنوبيل |
Ruslar'ın, o çubuğun bölünüme uğrayabilir bir yakıt kaynağı olduğunu anladıklarını ve Çernobil'de bunu geliştirip kullandıklarını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحنُ على يقين أن الروس إستنتجوا أن ما وجدوه بمثابة قضيب لتجميع الوقود القابل للإنشطار. نظن أنّهم قاموا بوضعه وتسخيره لأجل مُفاعل "تشيرنوبيل". |
Röntgen ile Çernobil arası falan gibi... | Open Subtitles | تعلمين، مثل التصوير الشعاعي لـ(تشيرنوبيل)؟ |
Kimler Paul ile Çernobil'e geliyor? | Open Subtitles | من سيصاحب بول الي تشيرنوبيل ؟ |
Çernobil'de piyasadan çekilen o lastikleri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين تلك الإطارات "تشيرنوبيل" |
Bu odada Çernobil'i pencere pervazındaki kuş boku gibi gösterecek kadar tehlikeli madde var. | Open Subtitles | تحتوي هذه الغرفة علي ما يكفي من المواد الخطرة لجعل حادثة تشيرنوبل تبدوا مثل فضلات العصفور "مفاعل تشيرنوبيل أكبر كارثة نووية عرفها العالم" |
Banyo Çernobil'e döndü. | Open Subtitles | ذاك الحمام اصبح الان تشيرنوبيل ( كارثه تشيرنوبيل: تعد أكبر كارثة نووية شهدها العالم) |