Lincoln-Nebraska'dan Los Angeles'e, Cheesecake fabrikasındaki garsonluktan kurtulup aktris olmak için gelen, duygusal bir kız hakkında. | Open Subtitles | عن بنت حساسة تأتي إلى لوس أنجلوس من لينكولن بنبراسكا لتصبح فنانة فتنتهي نادلة في تشيزكيك فاكتوري |
Kimseyle karşılaşmıyorsun, bir de tabii, vişneli Cheesecake. | Open Subtitles | ليست هناك فرصة لمصادفة احدهم وبالطبع، تشيزكيك بالكرز |
Ama sonra bana elbiseler aldı, beni 'Cheesecake Factory' gibi hoş mekanlara götürdü... | Open Subtitles | ولكن، هو قام بالإنفاق علي بشراء كل هذه الملابس وقام بأخذي لتلك الأماكن الفاخرة مثل مطعم تشيزكيك فاكتوري |
Peynirli Kek fabrikasına davet ettim. Nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | وسنلتقي جميعاً بمطعم (تشيزكيك مِل) عوض ذلك، أتعرف مكانه؟ |
Aynı Cheescake Factory'de güzel bir garson olmaya benziyormuş. | Open Subtitles | عجبا، ذلك يبدو كثيرا كحياة النادلة الجميلة في مطعم تشيزكيك فاكتوري |
Bana eskiden çıktığın bir Cheesecake Factory müdürünü hatırlattı. | Open Subtitles | نعم,ذلك يذكرني بمدير معين في مطعم تشيزكيك فاكتوري قمت بمواعدته |
İyi seyirler dilerim. Cheesecake Factory'de kadınlar gecesi. Daha iyisi olabilir mi? | Open Subtitles | ليلة السيدات في "تشيزكيك فاكتوري" هل تصبح أفضل من هذا؟ |
Cheesecake imalathanesinde askeriye gecesi mi var? | Open Subtitles | أهي ليلة الحلى في تشيزكيك فاكتوري ؟ |
Sana bir Cheesecake sakladım. | Open Subtitles | مرحباً. ابقيت لك قطعة تشيزكيك. |
Tamam, Cheesecake Factory'yi çıkartıyorum. | Open Subtitles | حسنا، إذا، إلى اللقاء "تشيزكيك فاكتوري". حسنا. |
Bilirsin işte, Cheesecake Fabrikası. | Open Subtitles | كالمعتاد، في تشيزكيك فاكتوري |
Daha doğrusu Cheesecake kokulu bir Tanrıça ile. | Open Subtitles | ملكة تشيزكيك الحسّاسة |
Cheesecake Fabrikasında ne yenilikler var? | Open Subtitles | ما الجديد في تشيزكيك فاكتوري؟ |
Howard bir sipariş vermeyecek ama içinde turta ve Cheesecake içeren iğrenç bir yorum yapacaktır kesin. | Open Subtitles | هاوارد) لن يطلب أي شيء) لكنه سيأتي بتعليق به تلاعب "يتعلق بـ"فطيرة" أو "تشيزكيك |
Angela, Courtney ve Taylor'la birlikte Cheesecake Factory'ye gidiyor. | Open Subtitles | سوف تذهب (أنجيلا) إلى مقهى (تشيزكيك) برفقة (كورتني) و(تايلور). |
Cheesecake Factory var. | Open Subtitles | وهناك تشيزكيك فاكتوري. |
Claire Peynirli kek fabrikasına gitmiş, ve galiba Sadika'yı başka bir erkekle el ele görmüş. | Open Subtitles | كانت (كلير) في (تشيزكيك مِل) وتظنّ أنّها رأت (صديقة) هناك وهي تمسك بيد شاب آخر |
Ben Peynirli kek servis ediyorum. İngilizcede "tatlı". | Open Subtitles | سأقدم تشيزكيك وتعني بالاميركية "حلوى" |
Ben Peynirli kek servis ediyorum. İngilizcede "tatlı". | Open Subtitles | سأقدم تشيزكيك وتعني بالاميركية "حلوى" |
Cheescake Factory'e mi gidiyoruz yoksa seks mi yapacağız? | Open Subtitles | هل أنا أوصلك إلى تشيزكيك فاكتوري أو إننا سنمارس الجنس؟ |
Bu gece için Cheescake sipariş etmişsin. | Open Subtitles | بانك طلبتي تشيزكيك لهذه الليله |
Cheescake Factory orası. | Open Subtitles | أعمل في مطعم تشيزكيك فاكتوري |