| Bu kadar yeter, siz ikiniz işler çirkinleşmeden hemen toz olun. | Open Subtitles | , حسنا , أرحلا أنتما الأثنان قبل أن تصبح الأمور سيئة |
| Ve bu ikisini birleştirdiğinizde işler eğlenceli hale gelir, çünkü artık sadece topladığınız veriyle çalışıyor olmazsınız. Ayrıca henüz toplanmamış veriyle çalışabilirsiniz. | TED | عندما تدمج الاثنين، تصبح الأمور أكثر مرحًا لأنك لم تعد تعمل مع البيانات فقط التي قد جمعتها بالفعل. |
| Yarın verecektim ama... biliyorsun, işler karışabilir. | Open Subtitles | كنت سأعطيك إياه غداً لكن قد تصبح الأمور فوضوية |
| İşlerin ilginçleştiği yer burası: Burada her tik işareti izleyiciyi güldürdüğü anlar. | TED | هناك تصبح الأمور مثيرة نوعًا: كل علامة هنا تعبر عن إضحاكه لهم. |
| Yoğunluk azalıp Güneş'te daha yukarılara çıktıkça çarpışma ve etkileşimler azalır ve işler kolaylaşır. | Open Subtitles | تقل الكثافة كلما تبعد عن لـُـب الشمس تصبح الأمور أسهل وتقل فرص التصادمات والتفاعلات |
| Eğer işler çatallaşacak olursa, danışman gibi olaya el koymak. | Open Subtitles | أجل، مثل عندما تصبح الأمور خارج السيطرة. أكون كمراقب |
| Ve ben işler kontrolden çıkmandan buna bir son vereceğim. | Open Subtitles | وانا سوف أوقف هذا الامر قبل أن تصبح الأمور خارج السيطره |
| İşler sarpa sardığında hemen kaçamazsın. | Open Subtitles | لا تستطيع الإنسحاب بالدقيقة التي تصبح الأمور بها صعبة |
| Sadece işler ters gittiğinde ve Ted baskı altında olduğunda yapardı. | Open Subtitles | يحدث ذلك فقط عندما تصبح الأمور سيئة و عندما يكون تحت ضغط كبير |
| İçgüdülerimize zıt davrandığımızda işler ilginç bir hal almaya başlar. | Open Subtitles | أي حين نعاكس غريزتنا هكذا تصبح الأمور مثيرة |
| Luke, ne zaman Haley'den bir şeyleri saklamaya çalışsam, işler daha da kötüye gidiyor. | Open Subtitles | لوك في كل مرة أحاول فيها إخفاء شيئاً عن هالي، تصبح الأمور اسوأ |
| Bir yerde iki Noel Baba olursa, işler karışır. | Open Subtitles | مع وجود إثنين من بابا نويل في الغرفة تصبح الأمور شرسة |
| Öyle olsaydı, ne zaman işler dramatikleşse, ...görüntü karartılıp işler sonra yoluna koyulabilirdi. | Open Subtitles | حيث عندما تصبح الأمور درامية بإمكانك تعتيم الصورة فحسب و تبدأ الأمور من جديد في وقت لاحق |
| İşler sarpa sarmaya başladığında insanlar suçlayacak birini arar. | Open Subtitles | عندما تصبح الأمور مخربطة بهذا الشكل.. سيبحث الناس عن أحد يلوموه |
| İşler garipleştiğinde nasıl garip davrandığımı bilirsin. | Open Subtitles | تعلم كم أصاب بالحرج حين تصبح الأمور محرجة |
| İşler orada ilginçleşiyor. Yara izlerine bakılırsa... saçma bilyeleri 2 ya da 3 haftadır kolundaymış. | Open Subtitles | هنا تصبح الأمور غريبة ، الندب يشير أنّ الرصاصات قابعة هناك منذ أسبوعين إلى 3 أسابيع |
| Bu işlerin nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | كنت متزوجاً من قبل تعرف كيف يمكن أن تصبح الأمور |
| Heyecanın doruğa ulaştığı, işlerin kızıştığı günler bunlar! | Open Subtitles | هنا تظهر الأشياء الجيدة و هنا تصبح الأمور أكثر سخونة |
| Ortalık karışıkken hata yapmak da kolaylaşır. | Open Subtitles | وعندما تصبح الأمور فوضى، ارتكب أخطاء. |