| Ama size Kahve İhracat Evi'nde kâtip olduğumu yazmıştım ya. | Open Subtitles | لكني كتبت لك بأني موظف في بيت تصدير قهوة ولكني لست كذلك |
| Meredith West Ken'de ithalat ihracat şirketim olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | تظن ميريديث أنّي أدير شركة تصدير وإستيراد في ويست كين. |
| İşte, buldum. Paris'teki Fransız bir ithalat ihracat firmasına kayıtlı. | Open Subtitles | حسناً ، عثرت عليها مُسجلة لصالح شركة تصدير وإستيراد فرنسية موجودة في باريس |
| Bu ülkenin bir numaralı ihracatı seksi sörfçüler. | Open Subtitles | هذه البلد الأولى عالمياً في تصدير راكبي الأمواج المثيرين |
| Biz bu emek ihracatını, istediğimiz her koşul altında üretim yapılması ve ürünlerin, düşünmeden atılabilecek kadar ucuz olması amacıyla gerçekleştiriyoruz. | Open Subtitles | نحن تصدير العمل الذي يجب القيام في أي ظرف من الظروف نريد، المنتجات ومن ثم تعود لي، |
| Florida'nın en büyük ithalat ve ihracatçısı. | Open Subtitles | والان يملك اكبر شركة تصدير واستيراد في الولاية |
| Kendi ülkesi sınırları içinde daha güvende hisseden Castro Latin Amerika'nın geri kalan kısmına devrimi ihraç etmenin yollarını aradı. | Open Subtitles | ومع تواجده الآمن داخل بلده، سعى إلى تصدير الثورة لبقية دول أميركا اللاتينية |
| Sömürgeler Bakanlığı'nın ona İmparatorluk ihracat lisansı vermesini istemiş. | Open Subtitles | طلب أن يمنحه المكتب الإستعماري رخصة تصدير دولية |
| Gümrükte bulunduğumuz sırada ihracat yapan bir kargo şirketi uyduracağız. | Open Subtitles | سنقوم بإنشاء شركة تصدير للبضائع عندما نكونُ في الجمارك. |
| 2011'deki grev esnasında, liman işçilerinin beysbol sopalarıyla silahlanarak hububat ihracat tesisine ağır hasar vermesine öncülük etmiştin. | Open Subtitles | خلال الإضراب في ٢٠١١,أنت قدت الهجوم الذي قام فيه عمال الأرصفة بالتسلح بمضارب بيسبول وتخريب صومعة تصدير حبوب |
| Tayland, küçük çiftçilerinin verimliliğini önemli ölçüde artırdı ve böylece ihracat pazarlarına ürün üretmeye başlayabildi. | TED | في الثمانينات تايلاند طورت إنتاجية صغار مزارعيها بشكل هائل تأكيدًا على إمكانية البدء في الاستحواذ على أسواق تصدير المنتجات. |
| Her şey yolunda mı? Sanırım öyle. Basit bir ihracat işi olacak sonunda. | Open Subtitles | اعتقد ذلك، إنه الموقف يتشكل كصفقة تصدير |
| -"İthalat ihracat". Organize suç. | Open Subtitles | إستيراد تصدير , كم هي جريمة منظمة |
| İthalat/ihracat firmasına ait bir plaka izine ulaştım. | Open Subtitles | لقد تتبعت سيارة الدخيل إلى شركة إستيراد/تصدير |
| İthalat, ihracat, nakliyat ve tahsilat. | Open Subtitles | أستيراد , تصدير , شحن و أستلام ؟ |
| Arnavutluk'un en büyük askeri ihracat şirketinin başkanıyım. | Open Subtitles | رئيس أكبر شركة تصدير عسكرية في ألبانيا |
| - İthalat ihracat işi yapıyordu. | Open Subtitles | كان لديه أعمال أستيراد و تصدير |
| Bu ülkenin bir numaralı ihracatı seksi sörfçüler. | Open Subtitles | هذه البلد الأولى عالمياً في تصدير راكبي الأمواج المثيرين |
| Şirketim var. Meyve ihracatı. | Open Subtitles | لدي شركة تصدير فواكه |
| Balık ithalatı ve ihracatı. | Open Subtitles | . صديق تصدير و استيراد للسمك |
| Kenya gergedanların ihracatını elinde tutuyor. | Open Subtitles | كينيا) تصبح أقوى) في تصدير الكركدن |
| - Nijer ve Namibya'nın dünyanın üçüncü ve dördüncü büyük uranyum ihracatçısı olmasının tesadüf olduğundan şüpheliyim. | Open Subtitles | أشك أنها محض صدفة أن (النيجر) و(ناميبيا) ثالث ورابع أكبر دول العالم في تصدير اليورانيوم |
| İthalat-ihracat. Sekreterine vermiş. | Open Subtitles | تصدير و استيراد، أعطاه لإحدى سكيرتيراته. |