"تصرّف" - Translation from Arabic to Turkish

• davran
• hareket
• davranış
• ol
• yap
• davranışı
• davrandığını
• davranışları
• davranışlarını
• davrandı

Yani yarın, 5'ten 7'ye... lütfen sözlüğünde, birkaç kelimeden fazla varmış gibi davran.
غدا إذن، من الخامسة للسابعة رجاء، تصرّف وكأن لديك مفردات أكثر من كلمتين

Bu trene binecekmişiz gibi davran. Yürüyüp geri geleceğiz.
تصرّف وكأنّنـا نستقل هذا القطـار سنتمشّى بعيداً وبعد ذلك نعود

Yalnız hareket etmiş. Bildiği her şey de burada onunla birlikte öldü.
لقد تصرّف لوحده كل ما يعرفه عنا ينتهي هنا

davranış biçimi bu kadar odaklanmış olan bir patojenle karşılaşmamıştım.
أنا لمْ أرَ عاملاً مرضيا له أنماط تصرّف مميزة كهذا

Nerede olursan ol, beraber olunacak mekanmış gibi davran.
ثلاثة , تصرّف على حسب المكان. بالتصرف المناسب للمكان.

Tek şansını kaçırıyorsun salak, Gino'ymuşum gibi yap.
هذه هي فرصتك الوحيدة ايها المتسكع .. تصرّف وكأني جينو

Baş Rahip'in davranışı iğrençti, tutumu da aynı şekilde.
تصرّف الخادم الأعلى كان مذرياً وكذلك طبعه

- Neden o şekilde davrandığını kim söyleyebilir ki?
من يستطيع معرفة تصرّفه بالطريقة التي تصرّف بها؟

Şu çok önemsediğinizi duyduğum sanatçının davranışları göz önüne alınırsa, Tanrı'nın desteğini hak ediyor musunuz?
هل تستحق فضل الرب، باعتبار تصرّف ذلك الفنان الذي سمعت أنّكما مقرّبان؟

Hayatında birkez erkekçe davran ve ayrıl.
تصرّف مثل رجل لمرة واحدة في حياتك وفقط خروج

Onlara yardım ediyormuşsun gibi davran.
تصرّف كما لو أنكَ تعتقد حقاً أنّك تساعدهم

Bu senin için önemliyse lütfen, hayatında bir kez olsun yetişkin gibi davran.
ولستَ تبحثُ عن تشخيص وإن كان هذا يعني لك أيّ شيء أرجوك، ولو مرّةً في حياتك تصرّف كالراشدين

Bahsi geçerse, şaşırmış gibi davran alakasız bir merakmış gibi.
إذا وصلنا لذلك، تصرّف بدهشة كما لو أنّه فضول لا علاقة له بالأمر

Bunlar, fidyeci gibi değil de ordu gibi hareket ediyor.
لقد تصرّف هؤلاء الرجال كالعسكريين بدلاً من الخاطفين

- Akıllıca bir hareket miydi sence bu?
الآن ، أتظنّين هذا تصرّف حكيم؟ دليل لنوايا ماذا؟

Bu grup uygulamaları sonunda insanların davranış tarzından dolayı bireysel notlar daima arada kaynıyordu.
في النهاية، كانت التمارين الجماعية تنتهي دائماً برصيد فردي مما يحرّف طريقة تصرّف الناس.

Size göre, her durumda kendini dizginlemek en iyi davranış biçimi midir?
وأتعتقد أن ضبط النفس دوماً هو أفضل تصرّف في كل الحالات؟

Dinlemese de, gururlu davranıp her şeyi pat diye söylese de onu anlamaya çalışıp hep yanında ol.
لهذا شعرت بشعور جيد جداً، حتى لو كان لا يسمع و حتى لو تصرّف بفخر أو كان يقول الأشياء بفظاظة لا تقسي عليهِ، و إبقي بجانبه دائماً

Her zaman yaptığın şeyleri yap. - Katil ortaya çıkacaktır. - Tamamdır.
فقط تصرّف كما تتصرّفُ عادةً، ولسوف يظهر القاتل نفسه..

Patlayıcı Teknisyenliği. Şiddet davranışı.
خبير متفجّرات، تصرّف عنيف

Ama Danimarkalıların Yahudilere yardım etme gerekçeleri son derece açıkken Werner Best'in neden böyle davrandığını anlamak pek mümkün değildi.
لكن بينما كان دافع الدنماركيين الذي ساعدوا اليهود واضحاً ليس سهلاً أن نفهم لماذا تصرّف "فيرنر بيست" هكذا؟

FBI'ın davranışları hoş görülemez.
لم يكن تصرّف المباحث الفيدرالية مبررًا.

Ben bir ivmelendirme fizikçisiyim, ivmelendiriciler tasarlıyorum ve ışınların davranışlarını anlamaya çalışıyorum.
الآن، أنا عالمة فزيائية في مجال المسرّعات، لذا أصمم مسرِّعات الجسيمات، وأحاول فهم كيفية تصرّف الأشعة.

Eniştesinin odaya girdiğini görünce hayatı tehlikedeymişçesine korkuyor gibi davrandı.
عندما دخل العم إلى الغرفة، تصرّف وكأنه خائف على حياته.