"تصنعين" - Translation from Arabic to Turkish

• yaptığını
• yaparken
• yapacaksın
• yapmıyorsun
• yaratıyorsun
• yapıp
• yaratırsın
• hazırlıyorsun
• mi yapıyorsun

Bu işi böyle sonuçlandırarak ne yaptığını sanıyorsun?
ماذا تظنين بحق الجحيم أنتي تصنعين انجاز.

Tepsi taşıyabildiğin ve turta tenekesini doldurabildiğin sürece bunları yaparken doğursan bile umurumda değil.
في الحقيقة، مادمت قادرة على حمل الأشياء و العمل. و تصنعين الفطائر. لا أهتم إن كنت ستنجبين و أنت تقومين بالعمل.

Süper korkunç canavar suratı mı yapacaksın?
سوف تصنعين ذلك الوجه الوحشي المُخيف جِداً، صحيح ؟

Sanırım bana bir gün ışığı yüzüğü yapmıyorsun değil mi?
أفهم من ذلك أنّك لا تصنعين خاتمًا نهاريًّا لي، صحيح؟

Neden en çok ihtiyacın olan şeyden bir düşman yaratıyorsun?
لماذا تصنعين عدواً من هذا وأنتِ تحتاجينه كثيراً ؟

Çılgın birşeyler yapıp kalp şeklinde jöleli tart gibi birşey yapabilirsin.
يمكنكِ أن تكوني جريئة و تصنعين تورتة فراولة على شكل قلب

Karımı boşamam yoksa aşk ilişkimizden skandal yaratırsın.
أطلق زوجتي أو تصنعين فضحة عن علاقة حبنا

İksir hazırlıyorsun. Yok etme iksiri mi?
حسناً ، أنت تصنعين جرعة ، هل هي جرعة قضاء ؟

Mağazada servis mi yapıyorsun ya da geri planda şapka mı üretiyorsun?
هل تخدمين زبائن المحل أم أنك تصنعين القبعات في الخلف؟

Tüm komşuların çişini yaptığını bilmesini mi istiyorsun?
هل تريدين ان يعلم الحي بأكمله بأنكِ تصنعين بحيرة هنا

Evet, annen bir çeşit belgesel yaptığını söyledi.
أجل، قالت أمّكِ أنّكِ تصنعين وثائقياً ما.

Sen ne- yaptığını sanıyorsun, Donna?
ماذا تصنعين هنا؟

Sen pastayı yaparken, ben de vergilerimizi hesaplıyordum.
في حين كنتِ تصنعين الكعكة، كنتُ أعمل على ضرائبنا،

Onları yaparken hangi odayı kullanıyorsunuz?
أيّ غرفة تستخدميها في منزلكِ عندما تصنعين هذه؟

Ev vizitelerim yapacaksın hem de şey yetiştirdiğimiz çiftliğimizde.
أنت سوف تصنعين واجبات منزلية إلى مزرعتنا حيث نزرع ... ........

Kendi geçidini mi yapacaksın?
تصنعين بوابتك الخاصة ؟

Her gün origami yapmıyorsun, değil mi?
لا تصنعين الأشكال الورقية دائماً، صحيح ؟

Bana iyilik yapıyormuşsun gibi davransan da aslında yapmıyorsun.
تعلمين ، أنت لا تصنعين لي معروفاً . مع أنك تصرفين و كأنك كذلك

Biz konuşurken yeni bir hayat yaratıyorsun.
أنتِ تصنعين الحياة خلال حديثنا هذا

Geribesleme döngüsü yaratıyorsun.
أنت تصنعين حلقة مفرغة.

Bana bir iyilik yapıp, orada olup olmadığını kontrol etmek için birini gönderebilir misiniz?
هل تصنعين لي معروفاً وترسلين أحدهم للتأكد ما إذا كان هناك أم لا؟

Aslında, kendi kaderini kendin yaratırsın.
. . الحقيقة هي أنك تصنعين قدرك

Ve insanlar bana dediler ki -- Empire State binasının şu gerçeküstü görüntüleri gibi -- "Sanatçı kitabı mı hazırlıyorsun?"
وعلق الناس على أعمالي كهذا المشهد السريالي لمبنى "إمباير ستيت" "أنت تصنعين كتبًا فنية."

- Hayır. Sen kendi şehriyeni mi yapıyorsun?
أنت لا تصنعين مكرونتك الخاصه لا ماذا؟