"تضارب في المصالح" - Translation from Arabic to Turkish

    • çıkar çatışması
        
    Yani, popüler inancın aksine deneysellik ile değerler arasında çıkar çatışması yoktur. TED هكذا، وخلافاً للإعتقاد السائد لا يوجد هناك تضارب في المصالح ما بين الأبحاث التجريبية والقيم
    çıkar çatışması olmasa, Chicago, Chicago olmazdı. Open Subtitles لن تكون شيكاجو إذا لم يكن هناك تضارب في المصالح
    Sanırım bir çıkar çatışması içindesin. Open Subtitles أعتقد بأنه ربما يكون لديك تضارب في المصالح.
    Babam artık öğretmenim olmadığından çıkar çatışması olmayacağını söylemişti. Open Subtitles لقد قال أبي أنك لم تعد أستاذي بعد الآن لذلك لا تضارب في المصالح
    Anne babası burada çalıştığı için çıkar çatışması meydana geliyor. Open Subtitles حسنا, هناك تضارب في المصالح لأن والديها المتوقعين يعملان هنا. هذا عبقري.
    Çit bitmek üzere. çıkar çatışması yok. Open Subtitles السياج على وشك الانتهاء ليس هناك تضارب في المصالح
    Ayrıca önceliği bu olaya getirdiğinden beridir bir çıkar çatışması olduğu ortada. Open Subtitles بالإضافة لهذا ، هذا بالقطع تضارب في المصالح حيث انك قائد التحقيق في هذه القضية
    Buraya firmamın çıkar çatışması olduğunu ve bu davayı almamaya karar verdiğimi söylemeye geldim. Open Subtitles اريد ان اخبرك ان شركتي لديها تضارب في المصالح لذلك قررت ان اوكل القضيه لشخص آخر
    Buraya firmamın çıkar çatışması olduğunu ve bu davayı almamaya karar verdiğimi söylemeye geldim. Open Subtitles اريد ان اخبرك ان شركتي لديها تضارب في المصالح لذلك قررت ان اوكل القضيه لشخص آخر
    Onun profilini çıkartmak çıkar çatışması gibi olmaz mı? Open Subtitles لا ملف تعريف بشأنها حتى لايكون تضارب في المصالح
    Belki farklı siyasi felsefelerimiz olabilir ama ne olursa olsun aramızda bir çıkar çatışması yok. Open Subtitles لديكما فلسفة سياسية مختلفة وليس هناك تضارب في المصالح أبدا.
    Açığa alınmasaydın bile, bu yine de çok büyük bir çıkar çatışması. Open Subtitles حتى لو كنت لم وقف التنفيذ، أنها لا تزال ضخمة تضارب في المصالح.
    Sen girdiğinde, çıkar çatışması olmuştu. Open Subtitles -ماذا ؟ حالما دخلتِ المسابقة أصبح هناك تضارب في المصالح
    - Kardeşini seviyorsa uygundur. - Burada bir çıkar çatışması var. - Ailenin yok. Open Subtitles بل هي كذلك إن كان يحب أخيه - لدينا تضارب في المصالح -
    Başkan Chavez'in burada çıkar çatışması yaratıyor. Open Subtitles لدى الرئيس تشافيز تضارب في المصالح هنا
    Bir çıkar çatışması yoksa tabii. Open Subtitles إلا إن كان لديك أي تضارب في المصالح.
    çıkar çatışması söz konusu değilse tabii. Open Subtitles إلا إن كان هناك تضارب في المصالح.
    Bu çıkar çatışması beni ilgilendirmiyor. Open Subtitles أشعر أن هناك تضارب في المصالح هنا.
    çıkar çatışması varsa hayır. Open Subtitles ليس لو كان هناك تضارب في المصالح
    İsterseniz Bay Gekko'yla çok ciddi bir çıkar çatışması yaşadık diyelim. Open Subtitles دعنـا نقول ... (أنـا والسيّد (جيكو ... لدينـا تضارب في المصالح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more