İsyan haberi yayılmaya başlayınca kaçak köleler, firari askerler ve aç köylüler onlara katıldı ve sayıları arttı. | TED | مع انتشار خبر العصيان، تضخمت صفوفها مع العبيد الهاربين، الجنود الفارين، والفلاحين الجياع. |
Bu sorunun boyutları inanılmaz derecede arttı. | Open Subtitles | أبعاد هذه المشكلة قد تضخمت بشكل مذهل. |
Plana olan halk desteği git gide arttı. | Open Subtitles | وقد تضخمت الدعم الشعبي لهذه الخطة. |
Kato yönetiminde, Sanno epey büyüdü. | Open Subtitles | عائلة سانو تضخمت منذ استلام كاتو قيادتها |
Pişmanlık duyduğum çok şey var. Ama o kadar çok büyüdü ki biz de yanında çok küçük kaldık. | Open Subtitles | أنا نادمة على أشياء كثيرة، لكنها تضخمت بشدة ونحن أصبحنا في منتهى الصغر |
İşletmemiz büyürken Collinsport kasabası da onunla büyüdü ve buraya kalıcı olarak kök salmaya karar verdik. | Open Subtitles | كلما تضخمت أعمالنا تضخمت معها مدينة "كولينز بورت" و قررنا أن نستقر بها |
O maliyet arttı. | Open Subtitles | و تلك التكاليف تضخمت |
İşletmemiz büyürken Collinsport kasabası da onunla büyüdü ve buraya kalıcı olarak kök salmaya karar verdik. | Open Subtitles | كلما تضخمت أعمالنا تضخمت معها مدينة "كولينز بورت" و قررنا أن نستقر بها |
Sanno ailesi çok büyüdü. | Open Subtitles | عائلة سانو تضخمت بشكل كبير جداً |
Şirketler çok büyüdü, ve insanlar güvenlerini kaybetti. | Open Subtitles | الشركات تضخمت و الناس فقدت الثقة |
Sorun çözülmedi. Hatta daha da büyüdü. | Open Subtitles | المشكلة لم ترحل بل تضخمت |