| Ama iyi haber şu ki, cinayet silahının üzerinde bir eşleşme bulduk. | Open Subtitles | والنبأ السار هو أننا وجدنا تطابقاً من الحمض النووي على سلاح الجريمة |
| CODIS'te eşleşme olmadı. Ama bir aile bağlantısı tespit ettim. | Open Subtitles | لم أجد تطابقاً لها ببرنامج الحمض النووي لكنني وجدتُ تطابقاً عائلياً |
| Haberlerde sistemimizle bir eşleşme var. | Open Subtitles | لقطات من الأخبار أثارت تطابقاً في نظامنا |
| Saatlerce uğraştıktan sonra bizimkine uyan bir tane buldum. | Open Subtitles | و بعد الكثير من الساعات من لا شيء غير الشمع, وجدت تطابقاً |
| Böldüğüm için üzgünüm ama rehincinin güvenlik kamerası görüntülerini büyüttüm ve sanırım bir eşleme buldum. | Open Subtitles | "عذرا للمقاطعة لكن..." "أنا أحسّن مقاطع كاميرا المراقبة لمتجر الرهن وأعتقد أنني أملك تطابقاً." |
| - DNA eşleşmesi yapmamız mümkün mü? - Muhtemel. | Open Subtitles | هل هناك احتمال أن نجد تطابقاً للحمض النووري؟ |
| Ben de sistemde tarattım ve bir eşleşme buldum. | Open Subtitles | اجريتُ البحثَ عنها في النظام ووجدتُ تطابقاً |
| Katilin mesajındaki 5 kan için de eşleşme bulunmuş. | Open Subtitles | لقد وجدوا تطابقاً لكل العينات الخمسة من رسالة القاتل |
| Kasabadaki herkesi sistemde tarattım ve bir tane de eşleşme buldum. | Open Subtitles | أجريتُ مقارنةً مع بصمات الجميع في البلدة، و وجدنا تطابقاً. |
| Araştır bakalım eşleşme çıkacak mı? | Open Subtitles | إفحصها وانظر إذا كانَ بإمكانكَ أن تجدَ تطابقاً |
| Emarı son 20 yılın hastane kayıtlarında arattım ve inanın ya da inanmayın, bir eşleşme buldum. | Open Subtitles | لها مرجعية تاريخية مسجلة بمستشفى منذ حوالى عشرون عاماً وصدق أو لا تصدق قد وجدت تطابقاً |
| Organik maddedeki oksijen seviyesini sistemde aratarak asfalt sızıntısına yakalanıp mahsur kalan hayvanlarla eşleşme buldum. | Open Subtitles | بالنظر لمستويات الأكسجين في المادة العضوية ووجدت تطابقاً مباشرة مع الحيوانات المحبوسة والمحفوظة في تسريب الأسفلت |
| DNA indeks sisteminden eşleşme buldunuz mu? | Open Subtitles | هل وجدتما تطابقاً في قاعدة بيانات الحمض النووي؟ |
| Sol işaret parmağıyla eşleşme yakaladım ki bu talihsizlikti çünkü sağ eli bileğinden kesilmiş. | Open Subtitles | وجدتُ تطابقاً مع إصبع من يده اليسرى، وكانهذاحظاًلأن يده اليُمنى.. كانت مقطوعة من المعصم. |
| Eğer Simone De Lille zehirlenmişse, bir eşleşme olmasını umuyorduk. | Open Subtitles | إذا تعرضت " سيمون دي ليل " للسم نتوقع تطابقاً ما |
| FBI, kontrole tabi madde veritabanında eşleşme bulmuş. | Open Subtitles | وجدوا تطابقاً مع بيانات الأدوية المراقبة F.B.I الـ |
| - eşleşme çıkarsa ararım. - Harika sağ ol. | Open Subtitles | سأعلمكِ إذا وجدتُ تطابقاً - ممتاز ،، شكراً - |
| DNA'yı tarattım, uyan biri çıkmadı. | Open Subtitles | أجريت إختبار الحمض النووي لكنني لم أجد تطابقاً. |
| - Angela'nın yüz yapılandırması DC suçlu veri tabanında eşleme buldu. | Open Subtitles | وجدت إعادة تشكيل الوجه لـ(أنجيلا) تطابقاً في قاعدة بيانات مجرمي العاصمة. أجل. |
| Görünen o ki, İnterpol'de bir yüz tanımlama eşleşmesi var. | Open Subtitles | يبدو ان الشرطة الدولية تملك تطابقاً للوجه |
| Sonuç çıkmadı. Kamyonet kocası veya aileden biri üzerine kayıtlı olmalı. | Open Subtitles | ولم نجد تطابقاً حتماً السيارة مسجلة بإسم زوجها أو فرد آخر من العائلة |